MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 30.10.2013 tarihli noterden düzenlenen satış sözleşmesi ile davaya konu aracı satın aldığını, kasko işlemleri sırasında aracın hasarlı ve orjinal kilometresinde olmadığını öğrendiğini, davalıya ihtar gönderdiğini ve davalı aleyhine İzmir 23. İcra Müdürlüğü"nün 2014/306 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının aracı muayene ettirerek satın aldığını, araçta ayıp olmadığını, kendisinin aracın yağ bakımını yaptırdığında aracın 80.000 km de olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; İzmir 23.İcra Müdürlüğünün 2014/306 esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile, icra dosyasında takibe konulmuş olan 5.000,00 TL üzerinden takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına ve koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş; hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıdan 30.10.2013 tarihli noter satış sözleşmesi ile araç satın aldığını, satın aldıktan kısa bir süre sonra kasko sigortası yaptırmak amacıyla sigorta şirketine başvurduğunu ve aracın orjinal kilometrede olmadığını ileri sürmüş, davalı ise araçta ayıp olmadığını savunmuştur. Dosyadaki bilirkişi raporunda; dava konusu aracın kilometresinin düşürülmüş olduğu, bunun gizli ayıp olarak nitelendirilebileceği, ulaştırma ve denizcilik bakanlığı verilerine göre aracın mevcut halde 221.770 km"nin üzerinde olduğu ancak aracın satışı esnasında davacıya aracın 80.000 km de olduğunun belirtildiği, olay tarihi itibariyle aracın gerçek kilometresinde değerinin 40.000,00 TL civarında olabileceği ancak aracın davacıya 45.500,00 TL"ye satıldığının tespit edildiği, sonuç olarak davacının toplamda 5.500,00 TL zarara ugramış olduğu belirtilmiş, mahkemece davanın kabulüne ve icra dosyasında takibe konulmuş olan 5.000,00 TL"ye yönelik vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacının, dava konusu aracı dava tarihinden önce 28.11.2013 tarihinde dava dışı 3. bir kişiye satmış olduğu, noter satışında satış bedelinin belirtilmediği ve kasko bedeli olarak 51.308,00 TL yazıldığı anlaşılmıştır
Hernekadar bilirkişi incelemesinde belirtilmiş olsa da, dava konusu aracın davacı ve davalı arasındaki satımına ilişkin 30.10.2013 tarihli noter satış sözleşmesi dosya içerisinde yer almamaktadır.
Mahkemece, davacı ve davalı arasındaki 30.10.2013 tarihli noter satış sözleşmesi dosya içerisine getirtilerek satış bedelinin tespit edilmesi ve ayrıca davacının aracı 3. kişiye satışındaki bedel de belirlendikten sonra, bu hususta karşılaştırma da yapılarak değer kaybı oluşup oluşmadığı belirlenmek suretiyle, değerlendirme yapılarak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedelerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.