13. Hukuk Dairesi 2015/43294 E. , 2018/4529 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan 21/08/2008 tarihinde ... 2. Noterliği’nce düzenlenen kooperatif hisse devir sözleşmesi ile ... ve... Yapı Kooperatifi’ndeki 9 nolu hissesini devraldığını ve parasını da ödediğini, bu tarihten itibarende devredilen hisseye isabet eden..... adresindeki dairesinde de oturduğunu, kooperatif hissesini devir aldıktan sonra üye kaydının yapılması için kooperatife ihtarname gönderdiğini, kooperatifin cevabı yazısından sonra devredilen bu yerin davalı tarafından iş ortağı olan ... ya ...2. Noterliği’nde devredildiğini ve bu devir sözleşmesinin de kooperatif yönetim kurulu kararıyla kabul edildiğini, bu nedenle hakkını elde edemediğinden dolayı zarara uğradığını, konutun devir tarihi itibariyle rayiç değeri olan 40.000 TL tazminatın fazlaya ait hakları saklı kalmak üzere tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı, davacının kooperatife başvurup geçerli üyelik kaydını yaptırmadığını, davayı sadece almış olduğu 1.250,00 TL"nin iadesi bakımından kabul ettiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne; 40.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, kooperatif hisse devri sözleşmesine konu taşınmazın ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle rayiç değerinin tahsili talebine ilişkin olup, davacı, satışa konu taşınmazın başka bir kişiye satılarak bu kişinin kooperatif üyeliğine karar verilmesi üzerine ifanın imkansız hale geldiğini iddia ile taşınmazın 3. kişiye devri tarihindeki rayiç değerinin tahsilini istemiş, davalı ise davacının kooperatife başvurup geçerli üyelik kaydını yaptırmadığı için davayı sadece almış olduğu 1.250,00 TL"nin iadesi bakımından kabul ettiğini beyanla davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taşınmazın davacıya devri tarihi olan 21.08.2008 itibariyle 75.411,00 TL rayiç değeri üzerinden, davacının talebi doğrultusunda 40.000,00 TL’sının davalıdan tahsiline dair davanın kabulüne karar verilmiştir. Noter huzurunda düzenlenen kooperatif hisse devri sözleşmesi, “borç doğuran” bir sözleşme olarak geçerlidir ve davacı sübjektif imkânsızlık nedeniyle tasarrufi işlemin, yani ifanın yerine getirilememesi sonunda meydana gelen zararın tazminini, 818 sayılı BK.’nun 96. maddesi (6098 sayılı Borçlar Kanunu" nun 112.maddesi) gereğince satıcıdan isteyebilir. Yani burada ifa imkansızlığı nedeniyle taşınmazı devir ve temlik yükümünü yerine getiremeyen vaad borçlusu olan tarafın, ifa edemediği bu edim yerine karşı tarafa yani vaad alacaklısına tazminat ödeme yükümlülüğü söz konusu olacaktır. Davacı, bu durumda şahsi hakkının ifasının kusurlu olarak imkansız hale getirildiği tarihteki taşınmazın raiç değerini davalılardan isteyebilir. Nitekim konuya ilişkin sapma göstermeyen yargısal uygulamalar da bu doğrultudadır.
Somut olayda taraflar arasındaki 21/08/2008 tarihlı ... i 2. Noterliği’nde düzenlenen kooperatif hisse devir sözleşmesinde, davalının ... ve ... ’nin 9 nolu hissesi olan ... deki .... adresindeki daireyi o günkü mevcut durumu ile 1.250,00 TL. bedelle davacıya sattığı ve satış bedelinin ödendiği, bu satıştan sonra davalının dava konusu hisseyi dava dışı .... ya da 07.01.2009 tarihinde satması üzerine bu kişinin 09.01.2009 tarihinde kooperatife başvurarak yönetim kurulu kararı ile üyelik kaydını yaptırdığı anlaşılmaktadır. Davacı, bu durumda şahsi hakkının ifasının kusurlu olarak imkansız hale getirildiği tarihteki taşınmazın raiç değerini davalıdan isteyebilir. O halde, davacı geçerli bir şekilde satış sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazın, edimini tam olarak yerine getiremeyen davalıdan, ifanın imkansız hale geldiği 09.01.2009 tarihindeki raiç değeri olan 82.593,00 TL’yi talep etmeye hakkı bulunmaktadır. Ancak mahkemece, yanlış değerlendirme ile bilirkişilerce belirlenen taşınmazın davacıya satış tarihindeki rayiç değeri olan 75.411,00 TL üzerinden talebi gibi davanın kabulü gerektiği temeline dayalı yazılı gerekçe ile hüküm kurulamaz. Gerekçenin bu kısmı usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7 ve son maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının gerekçe bölümünün “bilirkişiler hisse devir tarihi itibariyle bu tutarın 75.411,00 TL. edeceğinin bildirdiği görülmekle” şeklinde başlayan son kısmının hükümden tamamen çıkartılarak yerine 2. bentte anlatılan gerekçenin yazılmasına, kararın değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 2.049,30 TL kalan harcında davalıdan alınmasına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.