Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1921
Karar No: 2018/5763
Karar Tarihi: 14.05.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/1921 Esas 2018/5763 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2018/1921 E.  ,  2018/5763 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-bir.dos. davalısı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacı birleşen dosya davalısı ... İnş. San. Ve Tic. A.ş., davalının şirketlerinden 07.03.2008 tarihli "... Evleri Konut Yapım ve Satım Sözleşmesi " ile bir adet konut satın aldığını, konutun yapımının tamamlanarak teslim edildiğini ve mülkiyetinin davalıya devir edildiğini , sözleşmenin 3/B-b maddesinin aa bendine göre ; "" Vergi Dairesine ödenecek damga vergisi bedelinin konut yapım ve satım bedeline dahil olmayıp, damga vergisinin ödeme yükümlülüğünün alıcıya ait olduğunun"" düzenlendiğini, damga vergisinin sözleşme bedeli üzerinden hesaplandıktan sonra şirketleri tarafından Vergi dairesine yatırılacağını, 2.293,98 TL tutarındaki Damga Vergisinin Atış Alanı Vergi Dairesi"ne Mart 2008 tarihli Damga Vergisi Beyannamesi ile beyan edildiğini ve verginin ödendiğini, davalının 07.03.2008 tarihli fatura ile borçlandırıldığını,iadeli taahhütlü mektupla dekontun davalıya gönderildiğini ve 02.05.2008 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davalının ödeme yapmayarak temerrüde düştüğünü, sözleşemenin 3/A-a maddesi gereği KDV ödeme yükümlülüğünün de alıcıya ait olduğunu ve bunun 3.033,64 TL olduğunu, buna ilişkin faturanın da davalıya 06.10.2008 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davalının ödemeyerek temerrüde düştüğünü,bunun üzerine başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40"taz az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı birleşen dosya davacısı ...,asıl dosya ile ilgili davanın reddini dilemiş, birleşen davasında, 07.03.2008 tarihli sözleşme ile davalı şirketten A 5 Blok 2.katta bulunan 5 numaralı 3+1 niteliğindeki bağımsız bölümü satın aldığını, satım bedelini KDV hariç olarak davalıya ödediğini, davalı tarafın 31.08.2008 tarihinde bağımsız bölümle birlikte eklenti ve sosyal tesislerini teslim etmeyi taahhüt etmesine rağmen kararlaştırılan tarihte eksiksiz ve iskan edilebilir şekilde teslimatı yapmadığını, buna ilişkin olarak düzenlenen tutanağa eksikliklerin şerh edildiğini, davalı tarafın doğalgaz bağlantılarını 25.12.2008 tarihinde yaptırabildiğini ve gazın verilmesinin ise 2009 yılı Ocak ayı içerisinde yapıldığını bu sebeple 15.01.2009 tarihine kadar satın aldığı meskeni iskan edemediğini, konutu kullanmaya başladıktan sonra iskan belgesi alarak kat mülkiyeti kurulamadığından konutlar için İSKİ ve elektrik bağlantıları yapılamadığından davalı tarafından kurulan yönetim şirketince İSKİ ve elektrik faturalarının konutlara özgü tarifelerden değil şantiyelere uygulanan zamlı tarifeden ve üzerine %15 yönetim payı eklenmek suretiyle tahakkuk ettirildiğini, davalıdan üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmesi ve geç teslimden kaynaklanan kira alacağından gerekirse KDV alacağını mahsup etmesini talep etmesine rağmen davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini ve hakkında takip başlattığını beyan ederek davalının konutu sözleşmede kararlaştırılandan 4.5 ay geç teslim etmesi ve iskan alınmaması sebebiyle elektrik ve su faturalarını zamlı olarak ödemesi ve davalı tarafından satışı ve devri taahhüt edilen taşınmazı eklentisi olan sosyal tesislerin teslimi gerekirken ayrı bir bağımsız bölüm olarak tapuya tescil edilmesi sebebiyle satılan bağımsız bölümde değer düşüklüğüne sebep vermiş olduğundan satış bedelinden 25.000,00 TL"nin tenziline, 4.5 aylık geç teslimden dolayı 2.500,00 USD kira bedelinin ödenmesine, zamlı olarak ödenen elektrik ve su faturaları nedeniyle aradaki farkın tazminine(şimdilik toplam 30.000,00 TL"nin tazminine) karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13.01.2015 havale tarihli ıslah dilekçesinde; İGDAŞ"ın yazı cevabından da anlaşılacağı üzere konuta 20.12.2008 tarihinde gaz arzı sağlandığını ve kendisinin de iskan belgesi alınmamasına rağmen ihtiyacına binaen 15.01.2009 tarihinde meskene taşındığını, bu sebeple davalının sözleşmeden doğan kira bedeli ödeme yükümlülüğünün 31/08/2008-15/01/2009 tarihleri arası 4.5 ay karşılığı 2.250,00 USD olduğunu, yine sosyal tesisler ve ortak alanların bağımsız bölümün eklentisi olması sebebiyle ayrı ayrı tapu ile hisseli malik olunacak bölüm olmasına karşın , davalı ferağ ve teslimden kaçındığı için sosyal tesislerin meskenin değerinde eksikliğe sebebiyet vermesi nedeniyle meskenin değerinden kaynaklanan bedel tenzilini 20.000,00 TL olarak ıslah ettiğini, elektrik eboneliğinin gecikmeli olarak yapılması nedeniyle 116,90 TL zararın, 4.5. aylık kira bedeli 5.220,00 TL"nin ve 20.000,00 TL bedel tenzilinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, Kök dosya ile ilgili 6.365,63 TL üzerinden 5.328,00 TL nin talepname koşulları ile tahsil edilebilmesi için davalının itirazının iptaline takibin devamına, 2.131,00 TL %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Birleşen 2012/1087 sayılı dava dosyası ile ilgili davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine, 1.015,90-TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli karar uyum içinde olmalıdır. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
    Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK 294 ve 297 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 6100 sayılı HMK 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiş yine anılan kanunun 298/2. maddesi gereğince de; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
    Temyize konu davada mahkemece, kararın birleşen dosya ile ilgili gerekçesinde ""Birleşen 2012/1087 sayılı dava dosyası ile ilgili; Dava, satın alınan taşınmazın sonradan zarar görmesi nedeni ile bedel indirimi ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay 13.HD"nin 27/05/2009 tarih 278-7315 sayılı kararı da onanmış olması ve ayrıca HGK"nun 27/04/2011 tarih 4-230 sayılı kararında da açık ve gizli ayıplar ile ilgili, ayıp ihbarinda bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddi cihetine gidilmiştir."" denilmiştir. Oysa ki hüküm fıkrasının 2.bendinde ""Birleşen 2012/1087 sayılı dava dosyası ile ilgili davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine, 1.015,90-TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye isteminin reddine,"" denilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır.Bu husus açıklanan yasal düzenlemeye göre HMK 297. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Davalı birleşen dosya davalısı ..."nin davasının kısmen kabulüne ve ""Birleşen 2012/1087 sayılı dava dosyası ile ilgili davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine, 1.015,90-TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye isteminin reddine"" karar verilmiş ancak davalı birleşen dosya davacısının dava dilekçesi ve 13.01.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talepleri dikkate alındığında kısmen kabul edilen miktarın davacının geç teslimden kaynaklı kira bedeli, bağımsız bölümün eklentisi olarak görülen ortak alanların teslim edilmemesi sebebiyle bedel tenzili, elektrik aboneliğinin gecikmesi sebebiyle fazla ödenen elektrik bedeli taleplerinden hangisine ilişkin olduğu hususu açıklanmadan, hangi talebin neden kabul edildiği hususu gerekçelendirilmeden hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    3-Bozma nedenlerine göre, davacı birleşen dosya davalısı ve davalı birleşen dosya davacısının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 3. bent gereğince davacı birleşen dosya davalısı ve davalı birleşen dosya davacısının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 69,40 TL harcın davacı-bir.dos. davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi