13. Hukuk Dairesi 2015/42624 E. , 2018/6398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalılar ile imzalanan muvafakat senedi başlıklı sözleşmeyle o dönemde paydaşı olduğu ve üzerinde 2 katlı evin bulunduğu 167 ada 8 parselde kayıtlı taşınmazın üzerinde 1 adet brüt 149,9 m2, 1 adet 118,5 m2 olmak üzere toplam 262,4 m2 alanlı konut yapılması yönünde anlaşmaya varıldığını, anlaşma hükümlerine göre taşınmazın 01.08.2007 tarihinde tapuda TOKİ adına tescil edildiğini, sözleşmenin imzalanmasından bu yana uzun zaman geçtiği ve inşaatların tamamlandığı halde davalıların sözleşme koşullarını yerine getirmediklerini, enkaz bedelinin dahi başvurudan sonra ödendiğini, yaptırılan tespit dosyasında taşınmazın kamulaştırılarak TOKİ adına tescil edildiğini, noterlikçe yapılan kurada adına çıkan iki daire almaya hak kazandığını, taahhüt edilen dairelerin aylık net kira gelirinin toplam 1.600,00TL olarak belirlendiğini, belediyece aylık 300,00 TL kira yardımı yapıldığını, bu bedelin mahsubu ile aylık kira kaybının 1.300,00TL olduğunu, taşınmazın teslim tarihinin en geç TKHK"nun 7. maddesi uyarınca 30 ay olduğunu, 1.8.2007 tarihinden 30 ay geçtikten sonra 1.4.2010 tarihinde konutların teslim edilmiş olması gerektiğini, ancak teslimin yapılmadığını, toplam 31.200,00 TL kira bedelinden mahrum kaldığını, davalılarca enkaz bedeli olarak ise 16.688,84 TL"nin 20.10.2011 tarihinde ödendiğini, taşınmazın Toki"ye teslim edildiği tarih ile enkaz bedelinin ödendiği tarih arasında işleyen gecikme faizinin 5.823,71 TL olduğunu, fazla ödenen miktarın mahsubu ile 4.251,57 TL gecikme faizi alacağının bulunduğunu ileri sürerek; 31.200,00 TL kira alacağının temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, enkaz bedelinin geç ödenmesinden kaynaklı 4.251,57 TL faiz alacağının tahsiline, projenin tamamına göre davacının kendisine düşen bölümler dışındaki konut ve ticari alanlarda hak sahibi olduğunun ve oranının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Toki, konutların tesliminin belediye tarafından yapılacağını, davacılar ile imzalanan protokolde gerek hak sahiplerinin tespiti gerekse konutların teslimi konusunda yükümlülüğün Belediyeye bırakıldığının açıkça düzenlendiğini, muvafakat senedinin konut satış sözleşmesi olmadığını, 28.11.2006 tarihli protokolün hükümleri doğrultusunda, hak sahiplerinin imzalamış olduğu muvafakat senedinde konutların ne zaman teslim edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi kira yardımı ile ilgili bir hüküm de bulunmadığını, konutların Toki ile diğer davalı arasında imzalanan protokol ve eki muvafakat senedi hükümleri gereğince yapılacak çalışmalar sonucu belirlenecek kriterler dikkate alınarak hazırlanacak konut satış sözleşmelerinin imzalanmasından sonra teslim edileceğini, davacılara teslim edilecek konutlardan sorumlu olmadığını savunarak öncelikle husumet yönünden reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini dilemiştir.
Davalı ... Belediye Başkanlığı, hak sahiplerini belirleme yükümlülüğünün belediyeye ait olsa da kamulaştırılmasından, yapım işine kadar ve bunun eksikliklerinden kaynaklanan sorunlardan diğer davalı TOKİ nin sorumlu olduğunu, taraflar arasında imzalanan muvafakat senedinin konut satış sözleşmesi yerine geçmediğini, 28.11.2006 tarihli protokolün hükümleri doğrultusunda, hak sahiplerinin imzalamış olduğu muvafakat senedinde konutların ne zaman teslim edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi kira yardımı ile ilgili bir hüküm de bulunmadığını, bir teslim tarihi, geç teslimden kaynaklanan bir taahhüt ya da cezai şart ön görülmediğini savunarak davanın öncelikle husumet yönünden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini dilemiştir
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir
1- Davacı, eldeki dava ile toplu konut ve kentsel dönüşüm kapsamında kendi uhdesine düşecek bağımsız bölümlerin makul süre içinde teslim edilmemesi nedeniyle mahrum kaldığı kira alacağı ve enkaz bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz alacağının tahsili ile ortak alanlarda hak sahibi olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında imzalanan muvafakat senedine göre teslim için bir süre öngörülmediği, projenin kapsamı, diğer hissedarların tapu devir süreci gözetildiğinde teslim için makul bir sürenin belirlenemeyeceği, davalı belediyenin kira yardımı yaptığı gerekçe gösterilmek suretiyle davacının kira tazminatı talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, davalı Belediye Başkanlığı ile diğer davalı TOKİ arasında 06.02.2006 tarihinde davaya konu taşınmazın bulunduğu ..., ... mahallesinde bulunan çarpık yapılaşmanın kentsel yapıya dönüştürülmesine ilişkin protokol imzalanmıştır. ... ile davacı arasında tarihsiz muvafakat senedi imzalanmış ve 1.8.2007 tarihinde taşınmaz muvafakat senedi doğrultusunda davalı TOKİ"ye devredilmiştir. Davacı ve ... arasında düzenlenen muvafakat senedi içeriğinde işe başlama ve bağımsız bölümleri davacıya teslim etme sürelerine ilişkin herhangi bir şart kararlaştırılmamıştır. Başka bir anlatımla, teslim süresi kararlaştırılmamış, teslim süresini belirleme yetkisi davalıya tanınmıştır. Ancak; davalı, bu yetkisini kullanırken, objektif iyi niyet kurallarına uygun davranmalı ve haklı nedenlere dayalı gecikmeler hariç, işin niteliğinin ve büyüklüğünün gerektirdiği imalât süresi içinde tamamlamalıdır. Davacı ise davalı-yüklenici-borçlunun temerrüdünden dolayı seçimlik haklarından “aynen ifa ve gecikmeden dolayı tazminat” isteme hakkını kullanmış ve bağımsız bölümlerin tesliminin gerektiği tarihten itibaren her ay için rayiç kira bedeli kadar tazminat talebinde bulunmuştur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş: konusunda uzman bilirkişiler ile mahallinde keşif yapılarak, yüklenici tarafından derhal işe başlanılmış olmak suretiyle (mücbir ve haklı sebepler hariç tutularak) davaya konu bağımsız bölümlerin inşaat ruhsatının ne kadar sürede alınabileceğinin, bundan sonra da ne kadar sürede (makul süre) inşaatın tamamlanarak (deprem v.s gibi mücbir ve haklı sebepler de gözetilmek suretiyle) iskan ruhsatının alınabileceğinin, emsal inşaatlar da dikkate alınıp tespit edilerek, bu konuda ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli bir rapor alınması, davacının talebinin (taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek) değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.