13. Hukuk Dairesi 2019/5511 E. , 2019/13011 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının açmış olduğu ihale sonucunda davalı ile 29.07.2011 tarihinde 296 İşçi İle Posta Gönderilerinin Dağıtımı, İşlenmesi ve Taşınması Posta Hizmet Alımına İlişkin sözleşme imzaladıklarını, sözleşmenin imzalanmasından önce kendilerinden 3 adet toplam 218.900,00 TL tutarında kesin ve süresiz teminat mektubu alındığını, davalı ile sözleşmelerinin 31.03.2012 tarihinde sona ermesine ve davalı ile SGK"ya herhangi bir borçları bulunmamasına karşın teminat mektuplarının haksız olarak iade edilmediğini ileri sürerek teminat mektuplarının iadesi ile teminat mektuplarının iade edilmemesi sebebiyle bankaya ödenen masraf ve faiz giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı ile imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında edimlerini yerine getirdiğini ve sözleşmenin sona ermesi veğ davalıya hiçbir borcu bulunmadığı halde teminat mektuplarının iade edilmediğini ileri sürerek teminat mektuplarının iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.09.2014 tarihli kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 21.01.2016 tarih, 2015/29043 E.-2016/1266 K. sayılı ilamı ile; “Davacının hizmetinin 31.03.2012 tarihi itibariyle tamamlandığı, davacının çalıştırdığı dönemi de kapsar şekilde işçilik alacakları ve kıdem tazminatı talebiyle işçiler tarafından açılan davaların sonuçlandığı ve davalının bu davalar sonucu ödemeler yaptığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 14. maddesinde; yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra teminat mektuplarının yükleniciye iade edileceği öngörülmüştür. Yine sözleşme ve şartnameye göre işçilerin iş kanunu ve diğer mevzuattan doğan sorumluluklarının yükleniciye ait olduğu kararlaştırılmıştır. Davacının çalıştırdığı işçiler tarafından üst işveren sıfatıyla davalıya karşı iş mahkemesinde bir çok dava açıldığı da sabit olduğuna göre, davalının çalıştırdığı döneme ilişkin olarak işçi alacaklarından sorumlu olduğu miktar belirlenip bu miktar bakımından idareye borcu olmadığı tespit edildikten sonra teminat mektuplarının iadesi talep edilebilir. Bu nedenle davalı bu aşamada teminat mektuplarını iade etmemekte haklıdır. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme ve şartname hükümleri gözetilerek davanın bu aşamada reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece, bozma ilamına uyularak ve bozma ilamında belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin ""Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret"" başlıklı 7.maddesinin 2.fıkrasında; ""Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur."" düzenlemesine yer verilmiştir. Mahkemece, dava ön şart yokluğu gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verildiğine göre, anılan yasal düzenleme gereğince davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4. bendinde yazılı “19.084,00.-TL vekalet ücretinin” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “2.725,00 TL vekalet ücretinin” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.