13. Hukuk Dairesi 2019/6211 E. , 2019/13133 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı şirket, dava dışı .... İnş. ... Ltd. Şti. ile kurdukları ortak girişim ile davalı idare arasında düzenlenen sözleşme uyarınca davalıya hizmet verildiğini, sözleşme süresince 5510 sayılı yasada yapılan değişikliğin davalı tarafından yanlış yorumlandığını ve şirketin istihkaklarından 2008-Ekim ve 2011 yılının son ayları arasında haksız kesintiler yapıldığını, 5510 sayılı yasanın 81. maddesine eklenen bende göre sigorta primlerini düzenli ödeyen ve sigortasız işçi çalıştırmayan işverenleri teşvik etmek amacıyla sigorta pirim oranının %5"lik kısmının hazinece karşılanacağının belirtildiğini, 5510 sayılı yasanın yürürlüğünden itibaren bu kanun gereğince 5 puanlık indirimleri uygulamak suretiyle sigorta primlerinin tahakkuk ettirildiğini ve ödendiğini, ancak davalı idarenin söz konusu pirim indirimlerini hak edişlerinden haksız olarak kestiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş; ıslahla birlikte talep sonucunu 7.259,33 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı idareye hizmet verdiğini, davalı idarenin 5510 sayılı yasa gereğince kendisine ödenen ödenen beş puanlık hazine yardımını hakedişlerinden kestiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, kesintilerin Ekim 2008 ile 2011 yılının son ayına ait tarihler arasında yapıldığını ileri sürmüştür. Bozma öncesi alınan bilirkişi raporunda, kesintilerin 2011 yılına ait olduğu ve davacı şirketin farklı ortak şirketlerle kurduğu değişik iş ortaklıkları ile hizmet verdiği belirtilmiş ve mahkemece bu rapor esas alınarak davanın kabulüne dair verilen karar davalının temyizi üzerine Dairemizin 21.06.2018 tarihli ilamı ile özetle, dosya içerisinde sadece 12.01.2010 tarihli sözleşme bulunduğu ve bu sözleşmenin davalı idare ile davacı şirket ve dava dışı .... İnş. ... Ltd. Şti.’nin kurmuş olduğu iş ortaklığı arasında imzalandığı, davacı şirket ile dava dışı şirket arasındaki iş ortaklığının adi ortaklık niteliğinde bulunduğu ve ortaklığı oluşturan tüm kişilerin davada taraf olması gerektiği, diğer yandan kesintilerin yapıldığı tüm sözleşmelerin dosyaya kazandırılmadığı, davaya konu uyuşmazlığa ilişkin tüm sözleşmelerin getirtilerek öncelikle belirtilen bu husus açıklığa kavuşturulduktan sonra başka bir adi ortaklıkta var ise, adi ortaklığı oluşturan tüm şirketlerin davaya katılımı sağlanarak yargılamaya devam edilip sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş, yapılan yargılama sonucu, dava dışı şirketlere tebligat çıkartıldığı, .... Otom. ... Ltd. Şti. vekilinin duruşmaya katıldığı ancak, diğer şirket olan .... İnş. ... Ltd. Şti.’nin duruşmaya katılmadığı, davacı şirket ile dahili davacı .... Otom. İletişim ve Telekomünikasyon Hiz. San. Tic. Ltd. Şti.’nin tek başlarına dava açıp davayı takip etme yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosyaya sunulan sözleşmeler incelendiğinde, davalı idare ile imzalanan bir kısım sözleşmelerin davacı ...Tem. San. Tic. Ltd. Şti. ile, bir kısım sözleşmelerin davacı ...Tem. San. Tic. Ltd. Şti. ile .... Otom. ... Ltd. Şti.’nin oluşturmuş olduğu ortak girişim ile, bir kısım sözleşmelerinde davacı ...Tem. San. Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı .... İnş. ... Ltd. Şti.’nin oluşturmuş olduğu ortak girişim ile imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacı ...Tem. San. Tic. Ltd. Şti.’nin tek başına davalı idare ile imzaladığı sözleşme yönünden davada taraf sıfatı bulunduğu gibi, bozma ilamından sonra davaya dahil olan dahili davacı .... Otom. ... Ltd. Şti. ile birlikte ortak girişim olarak katıldıkları ihale sonucu imzalanan sözleşmelere yönelikte davada taraf sıfatları bulunmakta olup, belirtilen sözleşmeler yönünden gerekli ayrım yapılarak işin esasına girildikten sonra hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.