13. Hukuk Dairesi 2016/27 E. , 2018/669 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirkette 01.11.2002 tarihinde kabin amiri olarak çalışmaya başladığını, davalı şirket tarafından haksız olarak sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak, TBK hükümlerine göre, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile muhik tazminat ve sözleşme gereğince yer değiştirme nedeni ile taşınma ücretinin faizi ile ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacının kişisel tuum ve davranışları nedeni ile haklı olarak sözleşmenin feshedildiğini, davacının iş kanununa tabi taleplerde bulunamayacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.463,25 TL. ihbar tazminatının faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının 1.11.2002 tarihli tarihli sözleşme ile davalı şirkette kabin amiri olarak göreve başladığı, 23.12.2013 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedildiğinin davalı tarafça davacıya bildirdiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin davalı tarafından tek taraflı olarak feshedilmesinin haklı olup olmadığı ve imzalamış olduğu sözleşme hükümleri nedeniyle davacıya karşı borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği kabul edilmiş ancak davacının maddi tazminat taleplerinden sadece ihbar tazminatına hak kazandığı kabul edilmiş, kötüniyet tazminatının da koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiş, davacının TBK"nun 438. madde kapsamında talep ettiği tazminat konusunda olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmamıştır.
Dava, fesih tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanununun 393. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet aktinden kaynaklanmakta olup, TBK"nunun 431-438. maddelerine dayanarak makul bir tazminat talebinde bulunabilir. TBK"nun 438. maddesinde; " İşveren, haklı sebep olmaksızın hizmet sözleşmesini derhâl feshederse işçi, belirsiz süreli sözleşmelerde, fesih bildirim süresine; belirli süreli sözleşmelerde ise, sözleşme süresine uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı kazanabileceği miktarı, tazminat olarak isteyebilir.
Belirli süreli hizmet sözleşmesinde işçinin hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir, tazminattan indirilir.
Hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak, ayrıca miktarını serbestçe belirleyeceği bir tazminatın işçiye ödenmesine karar verebilir; ancak belirlenecek tazminat miktarı, işçinin altı aylık ücretinden fazla olamaz." düzenlemesi mevcuttur. Bu nedenle mahkemece, Türk Borçlar Kanununun 438. maddelerinde düzenlenmiş olan tazminat hakkı yönünden de bir değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.