13. Hukuk Dairesi 2015/28070 E. , 2018/3131 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirketin inşa ettiği siteden 168.000 TL bedelle bir adet daire satın aldığını ve tapu devrinin yapıldığını, teslim tarihinin 30.09.2011 olarak kararlaştırıldığını, sözleşmede öngörülen 6 aylık sürenin de 29.02.2012 tarihinde dolmasına karşın teslimin gerçekleşmediğini ve bu nedenle davalının satış bedelinin binde üçü oranında olmak üzere aylık 504 TL gecikme tazminatı ödemesi gerektiğini, teknik şartnameye göre binanın giriş kapısı, yer döşemeleri, duvar kaplamaları, kat merdivenleri ile konutun giriş kapısı, oda ve balkon kapıları, pencere doğramaları, mutfak dolapları, ankastre sistemi, evye, oda ve ıslak zemin yer ve duvar döşemeleri, banyo malzemeleri gibi ince imalata yönelik kalemlerin cinsi ve markalarının belirlenmesine rağmen düşük kalite ürünlerle yapıldığını, kalitesiz boya kullanıldığını, ayrıca taahhüt edilen çocuk parkı, yüzme havuzu, otopark gibi sosyal donatı alanları ile kameralı güvenlik sisteminin tamamlanmadığını, bu haliyle konutun başlangıçtaki değerini dahi muhafaza edilmesinin söz konusu olamayacağını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve HMK"nun 107. maddesi uyarınca arttırılmak üzere; dava tarihine kadar işlemiş 4.200,00 TL işlemiş gecikme tazminatı ile dava tarihinden itibaren her ay işleyecek 504,00 TL aylık gecikme tazminatının, ayıplı imalattan dolayı 5.000,00 TL maddi zararın ve yüzme havuzu, çocuk bahçesi ve çevre düzenlemesi gibi sosyal donatı alanlarının inşa dilmemesi nedeni ile 5.000,00 TL değer kaybının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; bilahare talebini arttırmıştır.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 19.208,00 TL ayıplı iş nedeniyle tazminat, 1.008,00 TL gecikme tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı şirketten satın aldığı dairenin sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edilmemesi nedeni ile gecikme tazminatı talep etmiştir. Mahkemece, sözlemenin 10. maddesine göre taşınmazın davacı tarafından fiilen teslim alındığı tarih 29.09.2011 olarak kabul edilerek fiilen teslim alınan tarihten itibaren ayıpların giderilebileceği 2 aylık süre için gecikme tazminatı isteyebileceği belirtilerek talebin kısmen kabulü ile aylık 504 TL olmak üzere 1.008,00 TL gecikme tazminatına hükmedilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; gecikme tazminatının belirlenirken esas alınması gereken tarih taşınmazın fiilen teslim tarihi olup, fiili teslim tarihini ispat yükü davalıdadır. Dosyada taşınmazın davacıya fiilen teslimine ilişkin bir delil bulunmadığından davacının taşınmaza 01.06.2012 tarihinde taşındığına ilişkin beyanı esas alınarak kira tazminatının belirlemesi gerekmektedir. O halde Mahkemece, taşınmazın sözleşmeye göre teslim edilmesi gereken tarihe 6 ay eklenmek sureti ile ortaya çıkan 29.03.2012 tarihinden davacının taşınmaza taşındığını ileri sürdüğü 01.06.2012 tarihine kadar geçen süre için gecikme tazminatı isteyebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Davacı, taahhüt edilen çocuk parkı, yüzme havuzu, otopark gibi sosyal donatı alanlarının halen inşa edilmemesi nedeni ile değer kaybı talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davalı müteahhidin sözleşmede ve özellikle de projede olmayan sosyal donatı alanlarını imar mevzuatına aykırı olarak davacı onay verse de yapmasının mümkün olmadığı, projeye aykırı olan bu alanların yapılmamış olmasının yüklenicinin ayıplı işi olarak değerlendirilemeyeceği, projenin davacı incelenmesinden hile ile gizlendiği yönünde bir iddia da mevcut olmadığına göre davacının projeye aykırı olan sosyal alanlara yönelik değer kaybı istemesi de doğru görülmediği belirtilmiştir. Ne var ki; bilirkişi raporunda belirtildiği ve aynı projeye ilişkin olarak Dairemiz incelemesinden geçen aynı Mahkemenin 2013/475 E. ve 2015/240 K. sayılı dava dosyasında bulunan broşüründeki resimde görüldüğü üzere, broşürde havuz resmi bulunmakta olup, “yeşili doyasıya kucakladığınız sitenizde siz havuzda günün yorgunluğunu atarken çocuklarınız onlar için özel olarak tasarlanan oyun alanlarında özgürce çocukluklarının tadını çıkaracaklar” ibaresi yer almaktadır.
Dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır. Buna göre satıcı, sözleşmeden başka ayrıca ilan ve reklamlarda, broşür ve katologlarda vaat ettiği hususlar yönünden de alıcı tüketiciye karşı sorumludur. O halde mahkemece, davalının ilan ve reklamlarda, broşür ve kataloglarda vaat ettiği hususlar yönünden de davacıya karşı sorumlu olduğu gözetilerek ve bu yönde yapılacak araştırma sonucu hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile değer kaybı talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.