Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10764
Karar No: 2019/9910
Karar Tarihi: 15.10.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/10764 Esas 2019/9910 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/10764 E.  ,  2019/9910 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, boyun ağrısı şikayeti nedeniyle tedavi amacıyla davalı hastaneye başvurduğunu ve nöbetçi doktorun onayıyla hemşire tarafından kendisine iğne yapıldığını, iğnenin kalçadan enjekte edilmesi sırasında büyük bir acı hissettiğini, devamında da ayağında ağrı ve uyuşmanın sürdüğünü, başka bir ... kurumunda yapılan muayene neticesinde yapılan iğnenin kalça ve uyluk düzeyinde siyatik sinir yaralanmasına neden olduğunu öğrendiğini, bu rahatsızlık nedeniyle çok sıkıntı ve acı çeken davacının tedavisine devam edildiğini, bu rahatsızlık nedeniyle işlerini de ifa edemediğini, maddi ve manevi zarara uğradığını ve ortaya çıkan bu sonucun davalının kusuru nedeniyle oluştuğunu ileri sürerek; fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle 1.000,00.-TL maddi ve 30.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davalı aleyhinde açılan maddi tazminat istemine ilişkin davanın reddine, manevi tazminat istemine ilişkin davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, 3.000,00TL manevi tazminat takdirine, olay tarihi olan 22/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davanın taraflarınca temyiz edilmiştir.
    1-Dava, davalı hastanede doktor muayenesi sonucu uygulanan iğne işlemi sonucu davacının sağlığına kavuşamamasına neden olunmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle, vekil konumunda olan doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir.
    Mahkemece, dosyaya kazandırılan ve hükme esas alınan Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu"nun 05.03.2014 tarihli raporunda, dava konusu olayda kişiye gluteal bölgeden intramuskuler enjeksiyon yapıldığının belirlendiği, enjekte edilen ilaçların doku içi yayılımı ile sinir hasarına neden olabileceklerinin tıbben bilindiği, bu durumun enjeksiyonların tekniğine uygun yapılması durmunda da daha önceden öngörülemeyecek ve önlenemeyecek arazlara sebep olabildiği, bu durumun her türlü özene rağmen oluşabilecek herhangi bir kusur ve ihmalden kaynaklanmayan komplikasyon olarak nitelendirildiği, enjeksiyonun yapılış tekniği ve uygulanan bölgenin uyumsuzluğu yönünden tıbbi bir delil de tanımlanmadığından, tüm bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde, enjeksiyonu uygulayan ... personeline ve enkjeksiyon yapılma talimatı veren ilgili hekime herhangi bir kusur izafe edilemediği mütalaasında bulunulmuştur.
    Mahkemece, bu adli tıp raporunda ileri sürülen görüşe itibar edilerek, yerinde olmayan maddi tazminat isteminin reddine; manevi tazminat talebi bakımından ise, gerek yasada gerekse içtihatlarda manevi tazminat için kusur şartı aranmadığından bahisle ve dava konusuna sebep olan enjeksiyon uygulaması ile davacının sinirlerinde meydana gelen sinir zedelenmesi ve sürekli işgörmezliği arasında illiyet bağı bulunduğu gerekçesiyle davacı lehine hakkaniyet gereği manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanısı ile hüküm cihetine gidilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinde; yukarıda da yazıldığı gibi Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu"nun 05.03.2014 tarihli raporu ile davalı kurum çalışanlarına kusur izafesi yapılmadığı, ancak Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporu ile alternatifli bir sonuca ulaşılarak mahkemece ... personelinin kusurlu olduğunun kabulü halinde dava konusu olay nedeniyle davacı asilin %13.2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağının rapor edildiği görülmüştür. Gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve gerekse Anayasa Mahkemesi"nce benzer olaylarda yapılan bireysel başvurular sonucu alınan kararların incelenmesinde, mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurulu raporunda ifade edildiği gibi "komplikasyon" genel sonucuna varan raporlara dayalı mahkeme kararları ısrarla eleştirilmekte ve ortaya çıkan sonucun bireyselleştirilmesi gereğinin altı çizilmektedir. O halde mahkemece, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir üniversiteden, konularında uzmanların, özellikle nöroloji ve fizik tedavi uzmanının da bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle, davalı hastane çalışanlarının gerçekleştirdiği enjeksiyon uygulamasının sonuca etkileri ayrıntılı değerlendirilmek suretiyle, dava konusu olayda davalıya atfı kabil bir kusur olup olmadığı hususunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, taraf itirazlarına açıklayıcı cevap verir nitelikte rapor alınarak, bu rapor sonucuna göre maddi ve manevi tazminat talep ve miktarlarının nedenleri de somut bir şekilde gösterilmek suretiyle değerlendirilmesi ve açıklanması gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, eksik incelemeye ve yanılgılı değperlendirmeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenlerine göre davacı ve davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının ve davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın davacıya, 51,70 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu davacı yönünden açık, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu davalı yönünden kapalı olmak üzere, 15/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi