(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2016/22965 E. , 2019/12725 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, 26.9.2008 tarihinden 25.7.2012 tarihine kadar, davalının ... Lastik Sanayi ünvanlı şirketine ait dava ve icra dosyalarını avukatı olarak takip ettiklerini, 25.7.2012 tarihinde vekaletten haksız olarak azledildiklerini, vekalet ücretlerinin ise ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000,00 TL in, 4.8.2012 olan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacı avukatların vekaleten yaptığı tahsilatları zamanında kendisine vermediklerini, herhangi bir talimat ve yetki almadan, sırf vekalet ücreti alabilmek için, başka bir avukatı tarafından açılıp takip edilen dava ve icra dosyalarına vekaletname ibraz ettiklerini, dosyalarda gerekli özeni göstermedikleri gibi, yanlış mahkemede dava açarak zaman kaybına sebebiyet verdiklerini, öte yandan aralarında husumet ve çıkar çatışması olan kardeşi...’in de vekilliğini üstlendiklerini, bu durumu kabul etmediğini kendilerine bildirmesine rağmen vekaleti devam ettirdiklerini, tüm bu nedenlerle güven ilişkisi ortadan kalktığından davacıları haklı olarak azlettiğini, haklı azil nedeniyle herhangi bir ücret talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; 10.000,00 TL vekalet ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 04.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiş; Dairece, “davalı ile kardeşi olan dava dışı... arasında husumet olup, dava dışı...’in davalı hakkında “özel belgede sahtecilik” ve hakaret suçlarından şikayetçi olduğu, davacı avukatların da bu husumete vakıf oldukları, davalı tarafından davacılardan ...’a “ya ...’i bırak ya beni” şeklinde e-mail gönderildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece, “davalı tarafından ileri sürülen azil gerekçelerinin kanunda sayılan hallerden olmadığı, müvekkilin, avukatın diğer müvekkilleri ile olan ilişkilerine müdahale edemeyeceği” belirtilerek, azlin haksız olduğu kabul edilmişse de, avukat ve müvekkil arasındaki ilişkinin temeli “güven” unsuruna dayalı olup, davacı avukatların, davalı müvekkilleri ile arasında husumet bulunan dava dışı kardeşinin de vekilliğini üstlenmiş olmaları ve davalının bu durumu kabul etmediğini bildirmiş olmasına rağmen, davalının hasmı durumunda olan kardeşi ile vekalet ilişkisini sona erdirmemiş olmaları, davalı müvekkilin avukatına olan güvenini sarsan, vekilin sadakat borcuna aykırı davrandığını gösteren bir husustur. O halde davalının, 25.7.2012 tarihli azilname ile davacı avukatları haklı olarak azlettiği kabul edilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, azlin haksız olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı“ görüldüğü gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının davasının kabulü ile; 10.000,00 TL ücreti vekalet alacağının temerrüt tarihi olan 04/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı tarafın, temyiz taleplerinin incelenmesinde; davacılar dava dilekçelerinde, dört adet dosyayı takip ettiklerini ileri sürerek akdi ve karşı yan vekalet ücretleri için fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak ve 10.000,00 TL için talepte bulunmuşlar; bozma ilamı sonrası 12/5/2016 tarihli dilekçeleri ile taleplerini daraltarak, davalının avukatlarından olan Av. ... ...’ın da vekaletnamesi bulunan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/127 esas sayılı dosyası ile ... 20. İcra Dairesi’nin 2012/5243 esas sayılı takip dosyası yönünden davanın devamını beyan etmişlerdir. Mahkemece 10.000,00 TL ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması şeklinde hüküm kurulmuş ise de Hâkimin davayı aydınlatma ödevi başlıklı HMK"nın 31/1. maddesinde “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” düzenlemesi mevcuttur. Bu düzenleme gereğince davacılara, dayandıkları dosyalardan hangisi için ne kadar talepleri olduğu açıklattırılmalı ve belirtilen dava dosyalarına göre taraf delilleri toplanıp, talep ettikleri akdi ve karşıyan vekalet ücretlerinin Avukatlık Kanunun m.164 gereğince, uzman bilirkişiden de denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak, karar verilmesi doğru görülmemiş olup, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Davalı taraf, cevap dilekçesinde, davacıların istemi devam eden icra dosyası için, harici tahsilat yaptığını beyan ettiğinden, söz konusu ... 20. İcra Dairesi 2012/5243 esas sayılı dosyası yönünden öncelikle tahsilatın azilden önce mi yoksa sonra mı olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Tahsilat azilden önce ise bu dosya yönünden akdi ve karşıyan vekalet ücretlerinin, dosya arasına davacı tarafınca sunulan ve davalı tarafın da kabulünde olan“ Belgedir“ başlıklı, 23.02.2011 tarihli, Av. ... ... ile Av. ... ... imzalı, “... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/127 E. sayılı dosyasından davacı lehine hükmolunan vekalet ücretinden ve ... 15. İcra Müdürlüğünün 2011/8988 E. sayılı dosyasından payımıza düşen toplam 23.500,00 TL vekalet ücretini (davacı) Av. ...’ dan teslim aldım“ beyanlı fotokopi belgesi de gözönünde bulundurulmak suretiyle, değerlendirildikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş olup, bu husus yönünden de kararın bozulmasını gerektirmiştir.
3-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 29,20 TL peşin alınan harcın istek halinde davacılara, 172,00 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.