13. Hukuk Dairesi 2017/8561 E. , 2019/12810 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olan davalının, takip alacaklısı olarak vekilliğini yürüttüğü takip dosyasında, tahsil ettiği takip alacağını kendisine vermediğini, bu nedenle davalı taraftan 13.000,00 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, 13.000,00 TL"nin, 11.07.2014 tarihinden (Takip dosyasında davalı tarafından tahsilatın yapıldığı tarih) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 13.000,00 TL"nin 11/7/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı temyizinde, esasa ilişkin temyiz itirazlarının yanı sıra dava dosyasında kendisine yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, tebligatların bilinen adresine yapılmadığı gibi, tebliğ işlemlerinin şeklen de usulsüz olduğunu, hiçbir aşamada yargılamadan haberdar olamadığını, böylelikle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüştür.
Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde belirtilen hukuki dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Kamu düzeni ile ilgili olan bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile mümkündür. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın davanın taraflarına usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. (HMK.m.144) Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasanın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun"un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.
Belirtilen yasal mevzuat uyarınca, kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak, bilinen bir adresi yok ise adres kayıt sistemindeki adresi esas alınarak, Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca normal tebligat gönderilmeli, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh de düşülerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır.
Öte yandan, Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre; Tebligat Kanunu"nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice; "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından anılan şekilde şerh verilmeden, salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, dağıtıcı tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Somut olayda, dava Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılmış, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucu 13/11/2015 tarihli kararı ile, davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle, görevsizlik nedeni ile davanın reddine karar vermiştir.
Davanın görev yönünden reddine dair gerekçeli kararı davalı ... ..."ya iş yeri adresi olan "... Mah., 4706 sok., ... işhanı, no: 28, Daire no 17" adresinde, 08.12.2015 tarihinde "muhatap dışarıda olduğundan işyerinde daimi çalışanı Canan Eskici imzasına tebliğ edildi." şerhi ile tebliğ edilmiştir. Karar taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiş ve davacının talebi üzerine dosya görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmiştir.
... 2. Tüketici Mahkemesinin (Mahkeme) 2015/1703 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamada, dava dilekçesi, duruşma gününü bildiren tensip zaptı ve Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı ekli tebligat, davalının mernis adresi olduğu belirtilerek ".... mah. ... sk., No: ... no: 1....." adresine tebliğe çıkarılmış ve bu adreste "adres kapalı, muhatap taşınmış/ayrılmış, gösterien adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereği 7201 sayılı Tebligat Kanunun 21/2 maddesi gereği bağlı bulunduğu Fatih Mahallesi muhtarına teslim edildi. 2 nolu ihbar kapısına yapıştırıldı." şerhi ile 19.01.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davalının bilinen iş yeri adresi olan "... Mah., 4706 sok., ... İşhanı, no: 28, Daire no 17" adresine daha önceden tebligat yapılmış olup, söz konusu adresin tebligata elverişli olmadığı (bu adreste artık borçluya tebligat yapılamadığı) tebliğ memurunca araştırılıp tespit edilmeden, mernis adresine doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre işlem yapılamayacağı gibi, tebliğ zarfında Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde öngörülen; "Tebligat çıkarılan adres, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, TK"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair meşruhat bulunmadığından, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu"nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesine göre yapılması gerekirken tebliğ memurunun kendiliğinden Tebligat Kanunu"nun 21/2.maddesine göre işlem yapması da kanuna aykırıdır.
Her ne kadar, mahkemece verilen 08.09.2016 tarihli kesinleşme şerhinde mahkeme kararının tarafların temyiz etmemesi üzerine 31.08.2016 tarihinde kesinleştiği belirtilmiş ise de, davalıya 10.08.2016 tarihinde yapılan gerekçeli karar tebliğ işlemi, bilinen iş yeri adresi yerine, mernis adresine doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre yapıldığından usulsüzdür. Usulsüz tebliğ işlemine göre de, hükmün kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden davalının temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilmelidir.
O hâlde, mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanunundaki ve yönetmelikteki düzenlemeler gözetilerek tebligat yapılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, usûlüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebebine göre temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) numaralı bent gereğince hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.