13. Hukuk Dairesi 2016/18019 E. , 2019/4583 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı kulüp vekili,....sayılı dosyasında müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı senetlerin 2011/2012 futbol sezonu için teknik kadro ve futbolcular için verildiğini, devamında teknik kadro ve futbolcuların antremanlara ve günlük mutat çalışmalara katılmadıklarını, yırtılarak atıldığı söylenen senetlerin bilahare takip konusu yapıldığını ileri sürerek; takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı kulüp ile aralarında teknik adamlık sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında kulübe kendisi ile birlikte getirdiği futbolcularla çalışmalara başladığını, kulübün getirdiği futbolcular karşılığında kendisine peşinat olarak takip dayanağı senetleri verdiğini beyanla; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, takip dayanağı senetlerin kıymetli evrak niteliğinde olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca, 4857 sayılı Kanuna göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca, “sporcular” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 23.05.1960 gün, 11-10 sayılı ve 10.05.1974 gün, 3-44 sayılı kararları uyarınca, özellikle iş hukukunda istisnaî hükmün genişletilerek değil, dar yorumlanması gerekir. İşçiler yararına düzenlenen hükümlerin, işçiler yararına yorumlanması asıldır.
Sporla doğrudan uğraşan sporcunun 4857 sayılı Kanun kapsamında kalmadığı açıktır. Ancak doğrudan aktif spor yapmayan, sporcuyu aktif spor yapması için hazırlayan antrenör ile aktif görevi daha çok direktif vermek olan ve takımı başarıya ulaştırma görevi de bulunan teknik sorumlunun sporcu sayılmaması ve 4857 sayılı Kanun kapsamında bir işçi olarak kabul edilmesi gerekir. Bu sebeple antrenör veya teknik sorumlu ile kulüpleri işveren arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarının iş mahkemesinde görülmesi gerekir.
Somut olayda davacı, davalı spor klübü derneği bünyesinde teknik sorumlu olarak çalıştığı, ancak yarışma ve müsabakalara aktif sporcu olarak katılmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın, dosyaya sunulan 2011/2012 sezonuna ilişkin 19.08.2011 tarihli sözleşme temel ilişkisine dayanılarak, davalı teknik adama çalışmasına karşılık bizzat kendisine verilen senetler ile teknik kadro ve futbolculara iletilmek üzere davalı adına düzenlenen senetlerden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davada dayanılan temel ilişki işçi işveren ilişkisidir. İş akdinden doğan davaların İş Mahkemelerinde görülmesi 4857 ve 5521 sayılı kanunların 1. maddesi hükümleri gereğidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözönüne alınır. Mahkemece iş mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bent uyarınca davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......