13. Hukuk Dairesi 2016/14315 E. , 2019/4965 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, .... Esas sayılı dosyasını davalı ...’in vekili olarak takip ettiğini, davanın 14/02/2013 tarihinde davalının lehine sonuçlanmasının ve 3.355,00 TL karşı vekalet ücretine hükmolunmasının ardından vekillik görevinden haksız olarak azledildiğini, yasa gereği kendisine ait olan ücretin tahsili için ... 19. İcra Müdürlüğü"nün 2013/6855 Esas sayılı dosyası ile gerçekleştirilen icra takibinin davalının vaki itirazı sonucunda durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve %40"dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacıyı avukatı olarak tayin ettiğini ancak işlerini takip etmesi konusunda yetersiz olduğunu düşündüğü için azlettiğini, ayrıca vekalet ücretinin yargılama giderlerinden olduğundan kendisine ait olduğunu, davacının kazandığını iddia ettiği davanın Yargıtayda bozulduğunu beyan ederek reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ....Mahkemesinin 2009/129 Esas sayılı dava dosyasında davalının vekili olarak karşı vekalet ücretine hak kazandığını ve bunun tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmiş, Mahkemece, davacının haklı gerekçe ile azledildiğini gösteren bir kanıta rastlanmadığı, keza mahkeme tarafından hükmolunacak ücretin davalıya ait olacağına ilişkin bir sözleşme de mevcut olmadığı, ancak .... Hukuk Mahkemesinin 2009/129 E- 2013/212 K. Sayılı kararının, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu davanın tamamen reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesi"nin 2013/8681 E-11024 K. Sayılı ilamı ile bozulduğu, yerel mahkemenin bozmaya uyduğundan icra takip tarihinde hükmedilmiş bir avukatlık ücreti ve davalı tarafından tahsil edilmiş bir meblağın mevcut olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle davalının icra takibine itirazının, ortada muaccel bir alacak mevcut olmadığından haklı bir nitelik taşıdığı belirtilip, davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Yasada avukatlık ücretinin ne zaman muaccel olacağı konusunda açık bir hüküm bulunmamakla beraber, Avukatlık Kanunu"nun 171/1 maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder” ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”nin 2. maddesinde düzenlenen “ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır” hükümleri gereğince vekalet ücreti alacağının, üstlenilen işin bitmesi ile muaccel hale geldiğinin kabulü gerekir.
Avukatlık Kanunu’nun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceğinden, azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilmesi mümkün değildir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda azlin haklı olup olmadığı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, azlin haklı olduğuna ilişkin davalı savunması değerlendirilip tartışılmadan, geçersiz şekilde eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....