Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18132
Karar No: 2019/4966
Karar Tarihi: 16.04.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/18132 Esas 2019/4966 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/18132 E.  ,  2019/4966 K.

    "İçtihat Metni"

    ....

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalıya verdiği ödünç para karşılığında 23.000,00 TL’lik kambiyo senedinin kendisine verildiğini, davalının borçlu olmadığını ispat etmesi için aynı nitelikte bir senet yolu ile iddiasını ispat etmesi gerektiğini, borçlu hakkında ..... Esası ile başlatılan icra takibinin borçlunun ödeme emrine "borcu olmadığına" dair itirazı nedeniyle durdurulan takibin kaldığı yerden devamına, davalı borçlunun kötü niyetli olduğunun da dikkate alınarak %40"tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davacının kendisinin komutanı olduğunu,kendisine terhis olurken birtakım evraklar imzalattığını ancak dava konusu senede imza atıp atmadığını bilmediğini, davacı ile ilgili ... Askeri Savcılığının 2013/387 sayılı soruşturma evrakı çerçevesinde muhtemelen davacı aleyhine yürütülen bir soruşturmada tanık olarak ifade verdiğini ve soruşturmanın ,davacının bölük kantininde bir suistimalinin olup olmadığıyla ilgili olduğunu, davacının kendisinden hukuka uygun olmayan taleplerle para talep etmesi üzerine davacıya banka kanalıyla para gönderdiğini belirterek, davacıya borcu olmadığından, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; ...... esas sayılı takip dosyasında 18.104,00- TL asıl alacak ve 1.270,36- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.374,36- TL alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, davalıya verdiği ödünç para alacağının, kendisine verilen kambiyo senedinden doğduğu iddiası ile başlattığı takibe yapılan itirazın iptali talebiyle görülmekte olan davayı açmıştır. Ancak mahkemece, davacı tarafın dermeyan ettiği senedin tetkikinden tanzim tarihinin 23.07.2013 tarihi olduğu, tediye tarihinin ise 23.07.2012 tarihi olduğu, yine senette ayrıca ödeme günü hanesinin mevcut olduğu ancak işbu kısımda yazılı olan tarihin anlaşılamadığı, zira söz konusu tarihin yıl hanesinde üç rakamdan oluşan bir tarihin yazılı olduğu, bu itibarla da senetteki geçerli tediye (ödeme) tarihinin vade tarihi olarak kabul edilmesinin gerekeceği, vade tarihinin de senedin tanzim tarihinden evvel olması hasebiyle mezkur senedin kambiyo vasfının bulunmadığı, ancak bu niteliğiyle mezkur senedin davalı tarafın iddiasının aksine yazılı delil başlangıcı değil “adi senet” keyfiyetinde olduğu, davalının söz konusu senetteki imzasını inkâr etmediği, bu nedenle de mezkur senedin alacak doğurucu geçerli bir belge olarak kabulünün zorunlu olduğu ve borç ikrarını içerdiği, hal böyle olunca davacı tarafından başka bir delil sunulmasına gerek bulunmadığı ve bu durumda davalı tarafın adi yazılı belgeye karşın borçlu olmadığını ispatla mükellef olduğu, yargılama sırasında davalının davacıya borcunun bulunmadığı hususunu yazılı delillerle kanıtlayamadığı, ancak davalı tarafından dosya içerisine ibraz edilen dekontlardan davacıya 4.896,00- TL tutarında ödeme yapıldığının anlaşıldığı, davacı tarafça da söz konusu tutarda ödemenin yapıldığının kabul edildiği, ancak işbu kısmi ödemenin başka bir borç ilişkisi için yapıldığının iddia edildiği, davacı tarafın da ödemenin başka bir borca ilişkin olduğu iddiasını kanıtlaması gerekirken işbu hususu kanıtlayamadığı,bu itibarla da 4.896- TL dışında kalan alacak cihetinden davalı tarafın borçlu olmadığı hususunu ispat edemediği gerekçesiyle, davalı tarafın dosyaya sunduğu ödemelere ilişkin dekontlar nazara alınarak davanın kısmen kabul kısmen reddine şeklinde hüküm kurulmuştur.
    Taraflar arasında tanzim edilen ve imzası inkar edilmeyen senetle ilgili uyuşmazlıkta davalı taraf, kendisinden, senetten bağımsız bir şekilde hukuka uygun olmayan taleplerle birtakım ödemeler yapılmasının istendiğini ve banka havalesiyle ödemeler yaptığını belirtmiştir. Ancak Mahkemece, davalı tarafından dosya içerisine ibraz edilen dekontlardan davacıya 4.896,00 TL tutarında ödeme yapıldığının anlaşıldığı, davacı tarafça da söz konusu tutarda ödemenin yapıldığının kabul edildiği, ancak işbu kısmi ödemenin başka bir borç ilişkisi için yapıldığının iddia edildiği, davacı tarafın da ödemenin başka bir borca ilişkin olduğu iddiasını kanıtlaması gerekirken işbu hususu kanıtlayamadığı, bu itibarla da 4.896,00 TL dışında kalan alacak yönünden davalı tarafın borçlu olmadığı hususunu ispat edemediği kabul edilmiştir. Oysa ki davalı; dosyaya sunulan dekontların açıklamasını, davacının kendisinden hukuka uygun olmayan taleplerle para talep etmesi üzerine davacıya banka kanalıyla para göndermesi olarak belirtmesine rağmen, bu hususun mahkemece değerlendirilmeyerek kendisine ispat yükü düşen taraf yanlış değerlendirilmiştir. Davalının bu yönde belirttiği tüm delilleri toplanarak, taraflar arasında davaya konu senedin dışında başka bir hukuki ilişkinin bulunup bulunmadığı konusunda araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ispat yükü ters çevrilerek, 4.896,00 TL lik ödemenin davacı tarafça başka bir borca ilişkin olduğu iddiasının kanıtlanamadığından dava konusu borçtan mahsup edilmesi şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Öte taraftan davalı tarafça cevap dilekçesinde, kantinin işletilmesiyle ilgili bir soruşturmanın da başlatıldığı ve bu soruşturma kapsamında ifade verdiği ileri sürülmüştür.Dava dosyasında davalının müşteki olarak ifade verdiği 2016/294 soruşturma sayılı dosyası ile .....bir soruşturma yürütüldüğü anlaşılmakta olup, bu soruşturma dosyasının ve davacının dilekçesinde belirttiği ... Askeri Savcılığının soruşturma dosyasının akıbetinin bu dosyanın sonucunu etkileyebileceği hususu muhtemeldir. Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 74. maddesi uyarınca hukuk mahkemesi ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ve ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıalar hukuk mahkemesini bağlar. Bu nedenle açılmış bir ceza davası var ise ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekir. Hal böyle olunca, davalı hakkındaki soruşturmanın davacı ile ve dava konusu senetle ilgisinin öğrenilmesi, cezalandırılmaları talebiyle açılmış bir ceza davası var ise, TBK.nun 74. maddesi uyarınca bu ceza davası sonucunun HMK.nın 165. maddesi de gözetilip bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi zorunludur.
    Bu durumda açılmış olan soruşturmanın senetle ilgisi olup olmadığı, taraflar arasında davaya konu senedin dışında başka bir hukuki ilişkinin bulunup bulunmadığı ve taraf delilleri birlikte değerlendirilerek, söz konusu ceza dosyası getirtilerek, konusunda uzman bir bilirkişiden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık rapor aldırılarak ceza dosyasının bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı da değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre kararı temyiz eden davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararı temyiz eden davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 331,00 TL harcın istek halinde davalıya, 83,63 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı davacı ve davalı yönünden olmak üzere, 16/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
    .....


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi