13. Hukuk Dairesi 2019/730 E. , 2019/4987 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, .....çerçevesinde davalı ... ile imzaladığı sözleşme gereği hissesini bir adet 80 m2, iki adet 100 m2 daire karşılığı davalıya devrettiğini, sözleşmede kendisine teslim edilecek dairelerin 1. etapta olduğu açıkça belirtilmesine rağmen kendisine teslim edilen dairelerin 16 ve 12. etapta olduğunu, 1. etap konutlarıyla kendisine teslim edilen konutlar arasında büyük farklılıklar olduğunu, taahhüt edilen etaptan daire verilmediği için de muhtemel kira gelirinden yoksun kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla zararına karşılık 1.000,00 TL, yoksun kalınan gelir sebebiylede 1.000,00 TL"nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., inşaat alanının tamamının 1. etap olup, teslim edilen dairelerinde de bu etap içerisinde olduğunu, sözleşmeye uygun şekilde konutun verildiğini, etabın kendi içinde bölgelere ayrıldığını, davacıya yapılan tahsis işleminin mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, sözleşmede, davalı belediyenin, bodrum kat, bahçe katı ve çatı katlarının kur"aya dahil edilmeyeceğine dair açık bir taahhüdünün bulunmadığı, .......Etap öncelikli proje alanının tamamının 1. Etaptan oluştuğu, 1. Etabın kendi içinde bölgelere ayrıldığının anlaşıldığı, davacı ile belediye arasında düzenlenen kentsel dönüşüm sözleşmesinin içeriğinde işe başlama ve bağımsız bölümleri davacıya teslim etme sürelerine ilişkin herhangi bir şartın kararlaştırılmadığı, davacı ile aynı durumda olan üçüncü şahıs tarafından açılan emsal dosyada mahkemece, teslim için makul sürenin 9 yıl olarak belirlendiği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, şeklinde hüküm kurulmuş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki dava ile davalı ile imzaladıkları sözleşme gereğince kendisine 1. etap konutlarından daire verileceğinin taahhüt edilmesine rağmen kura çekiliş listesine göre kendisine teslim edilecek dairelerin bulunduğu gerek kat ve zemin, gerekse bulunduğu etap nedeniyle bedel farkının tahsilini istemiş, davalı inşaat alanının tamamının 1. etap olduğunu, etabın kendi içinde bölgelere ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece, sözleşme tarihinin 24/07/2006 olduğu, davacının ileri sürdüğü hata, hile ve saire gibi nedenlerle 1. Etap yerine farklı etaptan daireler verilmesi nedeni ile değer farkı talebinin Borçlar Kanununun 21. maddesi hükmü kapsamında irade beyanının bir yıllık zaman içerisinde gerçekleşmemesi sebebiyle yerinde olmadığı gibi, davacının, sözleşmenin hata, hile, gabin ve saire gibi nedenlerle geçersiz olduğu yönünde bu güne kadar bir iddiada bulunup, sözleşmenin iptalini istemediği, 1. Etap blokların Kasım 2002 ayında teslim edildiği, davacıya 11/08/2014 tarihinde daire teslimi yapılması sebebiyle, muhtemel kira gelirinden yoksun kalma talebinin sözleşmede inşaatın bitim ve teslim tarihi belirlenmediği, ayrıca gecikme halinde herhangi bir kira kaybına ilişkin hükme de yer verilmediği, Borçlar Kanunu"nun 101/1. maddesi hükmüne uygun şekilde davalıyı borçlu temerrüdüne düşüren nitelikte hukuksal işlem de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli sözleşmede "davalı belediyenin, davacıya 1. etap konut adalarında üretilecek iki adet 100 m2 ve bir adet 80 m2 lik daireyi anahtar teslimi vereceğini" taahhüt ettiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında alınan bilirkişi kurulu raporunda davacıya özgülenen dairelerin 1. etaptan değil, 16.ve 12. etaptan verildiği, 1. etapta yer alan konutların buluduğu semt ve mevkii dikkate alındığında edimler arasında açık bir orantısızlık olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda etap ile ilgili savunmalar ve iddialar yeterince incelenmeden davacıya özgülenen dairelerin 1. etapta değil 16. ve 12. etapta olduğu bildirilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, tarafların etapla ilgili iddia ve savunması üzerinde durularak, inşaat alanının tamamının kaç etaptan oluştuğu, kendi içinde bölgelere ayrılıp ayrılmadığı, davacıya verilen taşınmazların hangi etapta yer aldığının tespit edilebilmesi için gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak uzman bilirkişi marifetiyle açıklamalı, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınmak suretiyle sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve değerlendirme sonucu karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açılanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, gününde oybirliğiyle karar verildi.
......