13. Hukuk Dairesi 2016/8299 E. , 2019/4992 K.
"İçtihat Metni".......
Taraflar arasındaki muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ........sahibi olduğunu, kuruma fatura edilen 2008 yılına ait iki adet reçete ile ilgili olarak 2012 protokolünün 5.3.2. Maddesi gereğince reçete arkasındaki imzanın hasta veya hasta yakınına ait olmaması nedeniyle 1. kez uyarılmasına, 5.3.5. maddesi gereğince hasta veya yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetenin kuruma fatura edildiği iddiası ile 1. Kez uyarılmasına ve 10.729,30 TL cezai şartın tahsiline karar verildiğini, eczacı olarak hastalara kimlik sorma ya da kimlik bilgilerini kontrol etme gibi bir hakkının bulunmadığını, söz konusu reçetelere ilişkin olarak herhangi bir usulsüz işlemi bulunmadığını, davalı kurumun zararının söz konusu olmadığını ileri sürerek davalı kurumun .......sayılı ve 15/09/2014 günlü kararının hukuka ve protokole aykırılığının tespiti ile hükümsüzlüğüne ve muarazının men"ine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacının 15/09/2014 tarih........sayılı kararı ile tebliğ edilen ceza sebebiyle davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, davalı Kurum tarafından uygulanan cezai şartın protokole aykırı olduğu ileri sürülerek kararın iptali ve çekişmenin önlenmesi istemine ilişkindir. Davalı kurum, yapılan araştırmalarda, reçete sahiplerinin Medula sisteminde yer alan tarihlerde muayene olmadıkları, adlarına düzenlenen rapor ve reçetelerden haberdar olmadıkları gibi, ilaçları da eczaneden alıp kullanmadıklarını beyan etmeleri üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, davacı eczane tarafından 2 adet sahte reçetenin kuruma fatura edilmesi sonucunda cezanın uygulandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, eczacının reçetede adı yazılı hekimler tarafından verilmediği anlaşılan reçetelerin sahte olduğunu bilecek durumda olmadığı, ceza mahkemesi kararı ile veya başka türlü yazılı delille veya ikrar sureti ile davacının sahtecilik fiiline iştirak ettiği veya bile bile ilaç temin ettiği veya ilaç temin etmeden ilaç verilmiş gibi tahakkuk evrakı hazırladığı anlaşılamadığından şüphe davacı lehine yorumlandığından gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava dışı ilaç mümessilinin ikametinde yapılan aramada bazı şahıslara ait sağlık karnelerinin bulunması sonucunda yapılan araştırmada , cezai işleme konu reçetelerin hasta tarafından yazdırılmadığı, reçetedeki ilaçları kullanmadıkları, hiçbir ilacı teslim almadığı, reçete arkasındaki imzanın kendisine veya bir yakınına ait olmadığının belirlendiği, bu reçetelerin 3.kişiler tarafından sahte olarak tanzim olunduğu ve bedellerinin kuruma fatura edilmesinden dolayı idare tarafından sözleşmenin 5.3.2., 5.3.5 ve 6.17 maddeleri uyarınca cezai işlem tesis edildiği, davacı eczanenin ibraz edilen reçetelerin arkasına ilaçları teslim alan kişilerin kimlik bilgilerini yazması gerektiği, davacının kendisinin de taraf olarak imzaladığı protokol hükümlerine göre kendisine yüklenen kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmediği, şayet ilaçları teslim etmek için reçeteyi ibraz eden kişilerden kimlik bilgilerini sormuş olsa idi bu kişilerin ilaçları teslim almaya yetkili olmadıklarının anlaşılacağı, bu haliyle davaya ve davalının işlemine konu reçetelerin sahteliği sabit olup, bilirkişi raporu ile belirlenen iğfal kabiliyeti hususunun ceza yargılaması yönünden sonuç doğuracağı, davacının kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle sorumluluğunun ortadan kalkmayacağı, davacı eczanenin eylemi sabit olup, yapılan işlemin protokole uygun olduğu dolayısıyla uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu, tereddüte ya da duraksamaya mahal bırakmayacak şekilde sabittir. Dava konusu para cezasına ilişkin işlemin dayanağı olan taraflar arasındaki sözleşmenin 5.3.2 maddesinde;" eczacının kuruma fatura ettiği reçetelerde bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçları teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz..." şeklinde, 5.3.5. maddesinde de " Hasta veya yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde ilaç bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır...." şeklinde düzenlemeler yapılmıştır. Davacının bu şekilde sözleşmenin 5.3.2. ve 5.3.5 maddelerine aykırı davranması nedeniyle davacı hakkında uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmaya gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.......