13. Hukuk Dairesi 2019/2932 E. , 2019/7249 K.
"İçtihat Metni"...Sağlık Hizmetleri İnşaat Turizm Sanayi Ve Ticaret A.Ş. Vekili avukat ... ... ile T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili avukat ...
aralarındaki dava hakkında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12/09/2014 tarih ve 2013/555-2014/450 sayılı hükmün Dairemizin 08/12/2016 tarih ve 2015/10092-2016/23050 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, davalı ile arasında her yıl yenilenen sağlık hizmet sunumu sözleşmesi hükümlerine göre tarafından işletilen Özel ... Hastanesinde genel sağlık sigortası kapsamındaki hastalara hizmet verildiğini, davalının 01.08.2013 tarihinde tebliğ edilen cezai işlem konulu 24.07.2013 tarihli yazısı ile genel sağlık sigortası kapsamındaki hastalardan ilave ücret alındığı gerekçesiyle 211.541,63-TL cezai işlem uygulandığının bildirildiğini, 2012 yılı sözleşmesinin 11.3.1. maddesine göre fesih uygulanması gerektiren fiilin tespiti halinde yazılı savunma istenmesi kuralına uyulmadığını, savunma hakkı kısıtlanarak ceza verildiğini, kaldı ki hastalardan ilave ücret alınmadığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine, ödeme halinde ise ödenen bedelin istirdatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 01.08.2013 tarihinde tebliğ edilen 211.541,63-TL cezai şartın 158.656,22-TL bölümünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafından tahakkuk ettirilen ceza 09.10.2013 tarihinde davacının hakedişinden tahsil edildiğinden 158.656,22-TL alacağın ödeme tarihi 09.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan istirdatına, davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 08.12.2016 tarih ve 2015/10092 esas, 2016/23050 karar sayılı ilamı ile "Her ne kadar mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek zeyilname 3 adı altında 21.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren sağlık hizmet sözleşmesinin 11.3.6. maddesine göre belirlenen ceza üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; cezaya konu olan ilave ücretlerin fatura tarihi 2011 yılıdır. Faturaya konu usulsüzlük davalı kurumca 2012 yılında tespit edilip ceza 2013 yılında kesilmiş ise de taraflar fatura tarihi olan 2011 yılındaki imzaladıkları sözleşme hükümleri ile bağlıdır. Hal böyle olunca, mahkemece fatura tarihinde geçerli olan sözleşme temin edilerek ilave ücretin alınmasına ilişkin bu sözleşmede bulunan hükümler uygulanmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bu kez davacı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1-Dava, davalı kurum tarafından uygulanan cezai işlem nedeniyle menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Davacı, sağlık uygulamaları tebliğine uygun hareket ettiğini, fazla ilave ücret almadığını ileri sürerek, davalı kuruma borçlu olmadığının tespitini, davalı kurum tarafından kesinti yapılması halinde kesilen bedelin istirdadını istemiş; davalı ise Sayıştay Başkanlığı"nın 2011 yılı SGK taslak denetim raporuna istinaden inceleme komisyonunca yapılan çalışmalarda davacı şirketin, 143 kalem işlemde fazla ilave ücret aldığının tespit edildiğini, cezai işlemin mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 20.08.2014 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan 20.08.2014 tarihli raporda; davacı şirket hastanesinde fazla ilave ücret alındığının tespit edildiği, bu nedenle cezai işlemin kısmen yerinde olduğu belirlendikten sonra, davacı şirketin 2011 yılı faturalarında fazladan aldığı tespit edilen ilave ücretlerin varlığının 2013 yılında tespit edilip davacıya tebliğ edilmesinde davacı şirketin değil, davalı SGK"nın ihmali ve gecikmesinin söz konusu olduğu, bu gecikmeden dolayı tespit edilen fazla ilave ücret alınması fiilleri için davacı şirkete %15 fazlasıyla cezai şart uygulanmasında davacı şirketin hiçbir kusur ve sorumluluğu olmadığı, ayrıca 2010 yılı fatura tahakkuklarına göre bulunacak aylık ortalama tutarının %5"i yerine Haziran 2013 ayı tahakkuk tutarının %5"inin alınamayacağı, çünkü faturalandırma işlemi ve iddia edilen ve tespit edilen fazla ilave ücret alma fiillerinin 2011 yılında gerçekleştiği tespitlerine yer verildiği anlaşılmaktadır. Ancak davacı şirkete ait 2010 yılı fatura tahakkuklarına göre değerlendirme yapılmamıştır. O halde mahkemece, davacı şirkete ait 2010 yılına ait fatura tahakkukları da celp edilip bilirkişilerden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, mahkeme kararı bu gerekçe ile bozulacak iken zuhulen fatura tarihinde geçerli olan sözleşme temin edilerek ilave ücretin alınmasına ilişkin bu sözleşmede bulunan hükümler uygulanmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından Dairemiz bozma kararının birinci bendi kaldırılmalı, mahkeme kararı yukarda belirtilen gerekçe ile bozulmalıdır.
2-Bozma nedenine göre davacının sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme itirazının kabulüne, Dairemizin 08.12.2016 tarih ve 2015/10092 esas, 2016/23050 karar sayılı ilamının birinci bendinin kaldırılarak mahkeme kararının gösterilen nedenle BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince davacının diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 65,40 TL. kalan harcın karar düzeltme isteyene iadesine, 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.