13. Hukuk Dairesi 2016/18350 E. , 2019/7256 K.
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı şirket ile 16.10.2006 tarihinde gayrimenkul alım satım taahhüdü sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşme uyarınca davalının ... Bölgesi ... Mah. 28010 Ada 1 Parselde yapımı devam eden 302/2 nolun binanın 8 nolu dairesini satmayı ve karşılığında seramik, duvar kağıdı ve 127.000,00 TL bakiyenin parçalı şekilde davalı şirkete ödenmesinin kararlaştırıldığını, sözleşmede söz konusu dairenin Temmuz-Ağustos 2006’da devrinin yapılmasının kararlaştırıldığını, sözleşme gereğince davalıya 54.706,33 TL tutarında ithal seramik, ihtal seramik bordürü ve ithal duvar kağıdı teslim ettiğini, nakit olarak ise 11.282,44 TL ödeme yaptığını ancak davalının sözleşmenin açık hükmü ve şifahen ısrarlı taleplerine rağmen bugüne kadar devri gereken daireyi devretmediğini, ... 4.Noterliği’nin ihtarnamesiyle davalıdan yapılan ödemelerin ve malzemelerin bedellerinin iadesinin talep edildiğini ancak iade edilmediğini, davalı ile aralarında yapılan sözleşmenin geçerli olmadığını, bu nedenle davalının elinde sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca bulunan bedelin iadesi gerektiğini beyan ederek; toplam 165.988,77 TL’nin iadesine, talep edilen bedelin çek tanzim tarihleri, fatura tarihleri ve nakit ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, 165.988,77 TL"nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bu miktarın 147.250,52 TL"sine 01/09/2007 tarihinden itibaren, 18.738,25 TL"sine dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-""Sulh"" 6100 Sayılı HMK"nın 313. vd. maddelerinde davaya son veren taraf işlemlerinden biri olarak düzenlenmiştir. HMK"nın 313/1.maddesine göre; sulh, görülmekte olan bir davada tarafların arasındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla yapmış oldukları sözleşme olup, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Karar kesinleşinceye kadar yapılan her türlü sulh anlaşması mahkeme huzurunda yapılmış sulh olarak kabul edilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında davalı taraf 08.10.2014 havale tarihli dilekçesi ile uyuşmazlık konusu gayrimenkulün davacıya devine ilişkin protokol imzaladıklarını beyan etmiş ve imzaladıkları protokolü sunmuştur. Davacı ..., davalı şirket ve müşterek/müteselsil kefil ... ... tarafından imzalanan 23.07.2011 tarihli protokolün incelenmesinde; protokol konusunun; bozma öncesi verilen ... 9.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 01.07.2010 tarih 2009/316 Esas 2010/329 Karar Sayılı kararının icrası için başlatılan ... 11.İcra Müdürlüğü’nün 2010/10873 sayılı takip dosyasındaki alacağa karşılık olarak borçlunun 29.04.2004 ve 06703 yevmiye no’lu kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan 28010 ada 1 pafta parselde 302/2 no’lu binanın 8 nolu dairesinin Musatafa Şen veya göstereceği kişiye devrinin sağlanması ve buna mukabil ... 11.İcra Müdürlüğü’nün 2010/10873 sayılı takip dosyasındaki alacaktan tahsil harcı borçluya ait olmak üzere 170.000,00 TL’nin düşülmesi olarak belirtildiği, alacaklının ... 11.İcra Müdürlüğü’nün 2010/10873 sayılı takip dosyasındaki bakiye alacağın tahsili için gerekli işlemleri yapmakta serbest olacağını kararlaştırdıkları anlaşılmıştır. Mahkemece her ne kadar;""..Davalı vekili yargılama sırasında ... 9. Ticaret Mahkemesinin bozulan 2009/316 esas sayılı dosyasına konu kararının infazı aşamasında dava konusu taşınmazın davacıya teslim edildiğini, bu sebeple yargılamanın konusuz kaldığını beyan etmiştir. Bunun üzerine taraflar arasındaki gayrimenkul satış sözleşmesine konu dairenin tapu kaydı ile taraflar arasında imzalanan 23.07.2011 tarihli protokol getirtilmiş, yapılan incelemede protokolün davanın konusuz kalmasını doğuracak biçimde imzalanmadığı, aksine davanın sonuçlanmış olması sebebiyle ... 11. İcra Müdürlüğünün 2010/10873 sayılı takip dosyasındaki alacağa mahsuben ödenmesine ilişkin olduğu, yani iş bu davanın sonuçlanması halinde infazına ilişkin bir anlaşma olduğu, bu anlaşmanın başkaca bir takım şartlar içerdiği, ayrıca dava konusu olmayan ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/421 esas sayılı dosyasında taraflar arasındaki davanın konusuz kalacağının hükme bağlandığı görülmüş, protokolün ve gayrimenkulün davacının belirlediği kişi adına tescilinin davayı konusuz bırakmadığı, aksine davanın sonuçlanması aşamasından sonraki icrası safhasıyla ilgili şartlı hükümler içerdiği..."" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de taraflarca imzalanan ve mahkemeye sunulan söz konusu protokolün HMK"nın 313. vd maddeleri gereğince ""sulh"" niteliğinde olduğu anlaşıldığından, sulh protokolü gereğince değerlendirme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.