13. Hukuk Dairesi 2016/11060 E. , 2019/7260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/296 Esas sayılı dosyasında davalılar aleyhine açılan davada davalıların vekilliğini üstlendiğini, dava sürecinde duruşma öncesi ve sonrası gerekli bilgilendirmeyi yaptığını, bu sırada yapılacak geliş-gidiş ve davalılara düşecek diğer mahkeme, bilirkişi, keşif masraflarının kendisi tarafından yapılması, bu şekilde dava gerçek değerinin %25’inin vekalet ücreti olarak tarafına verileceği hususunda mutabık kaldıklarını ancak davalıların yazılı sözleşme yapmaktan bahanelerle kaçındığını, 18.02.2014 tarihli celsede davalılardan ...’in Avukat ...ile birlikte duruşmaya katılarak yetki belgesi sunduğunu ve o duruşmada davacıların katılmaması üzerine kendisinden önce davalı asil ...’a ve 2.vekil olan Avukat ...’e davayı takip etmeyecekleri hususunun sorulduğunu, davalı ve 2.vekilin davayı takip etmeyeceklerini beyan etmeleri üzerine dosyanın işlemden kaldırıldığını, işlemden kaldırılan dosyada lehine 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini ancak azledilmesi sebebiyle bunun da tahsil imkanının ortadan kalktığını, davalının duruşma sırasında vekalet ilişkisine dayalı mesleki faaliyetine ters olarak yapılan beyan ve müdahale sonucunda keşif ile gerçek dava değerinin ve hak ediş durumunun tespiti ile esastan red aşamasına gelmiş bulunan dosyada esastan red ile hükmedilecek 20.200,00 TL nisbi vekalet ücretinden mahrum bırakıldığını, ayrıca yeni vekilden haberdar edilmediğini ve bilgi verilmeden duruşmaya çıkıldığını ve haksız olarak davalılarca azledildiği beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000,00 TL vekalet ücreti ile 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda, davacının davalılar aleyhine Kemer 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/296 Esas sayılı dosyası ile açılan tapu iptali tescil davasını davalılar vekili olarak takip ettiği ve bu dosyadan kaynaklı vekalet ücretinin tahsili istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Dava konusu uyuşmazlık vekalet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davalıların dava konusu bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğunun ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmakla Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup, re"sen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz. O halde mahkemece, müstakil Tüketici Mahkemesi var ise davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi, müstakil Tüketici Mahkemesi yok ise ara kararı ile uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmek suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken, yazılı şekilde davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi