13. Hukuk Dairesi 2016/18581 E. , 2019/8643 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan 1728 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki B blok zemin+çatı bağımsız bölümü satın aldığını, satış bedelini eksiksiz ödemesine rağmen, davalıların taşınmazın eklentilerini tam ve kusursuz şekilde teslim etmediğini, taşınmazın ayıplı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, eksik iş bedeli olarak 1.000,00 TL ve değer fark olarak 100,00 TL"nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, 22.01.2010 tarihinde satın aldığı taşınmazın ayıplı olduğunu ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının havuzun su sızdırdığı yönündeki iddiasına ilişkin olarak, havuzun boş olduğu havuzun doldurularak ne kadar su kaybı olduğunun tespit edilmesinin gerektiğini, evin çatı kiremitlerinin sağlam yerleştirilmemiş olmasından dolayı evin içine ... sularının aktığı iddiasına yönelik olarak, mahkemece davacı tarafça teslim alınması öncesinde zararın oluştuğu kararına varılması halinde oluşan zararın yüklenici tarafın ediminde olacağı aksi halde, davacı taraf ediminde olacağı mütalasında bulunmuştur. Ancak bilirkişi raporunda davacı tarafından ayıplı olduğu ileri sürülen imalatlar ile ilgili olarak; “açık ayıp”, “gizli ayıp” olarak nitelendirilmesinin yapılmadığı, yine ayıbın kullanımdan kaynaklı olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılmadığı, gizli ayıplar yönünden kullanım ve mevsimlerdeki ..., kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak ne zaman oluştuğu yada oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki tüketicinin ne zaman farkedebileceği ile bağımsız bölümün teslim tarihi ve tespit tarihi de göz önünde bulundurularak yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği, eksik ve yetersiz raporun bu haliyle hükme dayanak alınamayacağı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, bilirkişi heyetinden “açık ayıp” ve “gizli ayıp” olarak nitelendirilen imalatlara ilişkin ayıpların tek tek neler olduğunun belirlenerek, ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ayıpların niteliği ve ortaya çıktıkları (kullanım ve mevsimlerdeki ..., kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak bu ayıpların ne zaman oluştuğu yada oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki bir tüketicinin ne zaman farkedebileceği) zaman dilimi ve tarafların delilleri dikkate alınarak taraf ve yargı denetimine esas gerekçeli rapor tanzimi sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.