13. Hukuk Dairesi 2016/18254 E. , 2019/1399 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
"Davacı; davalı ...’dan 01.10.2012 tarihinde bir araç satın aldığını, aracın muayene süresi gelince davalı Tüvtürk Kuzey Taşıt Muayene İstasyonu Yapı ve İşletme Anonim Şirketine götürerek gerekli işlemleri yaptırdığını, aracın çalıntı olduğuna ilişkin kendisine herhangi bir bilgi verilmediğini, aracı daha sonra..."ye sattığını, ...tarafından kullanılırken çalıntı olduğu iddiasıyla araca el konulduğunu,..."nin ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen 2013/24 esas sayılı dava ile araç için ödediği bedeli ve masrafları kendisinden tahsil ettiğini, davalı ... hakkında dava konusu olay nedeniyle ceza davası açıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. "
Davalı ... ve davalı Tüvtürk Kuzey Taşıt Muayene İstasyonu Yapı ve İşletme Anonim Şirketi davanın reddini dilemiş; davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Tüvtürk Kuzey Taşıt Muayene İstasyonu Yapı ve İşletme Anonim Şirketi yönünden davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalılardan ... bir kamu tüzel kişisi olup kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Dava konusu olayda, idarenin hizmet kusuru olduğu ileri sürülmüştür. İdarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince ilgili idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalılardan ... yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. maddesinde, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı bir 3.kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur. Aynı kanunun 217. maddesinde "satılanın tamamı alıcının elinden alındıysa satış sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş sayılır ve alıcı satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir: 1- satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünlerin değeri indirilerek ... olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte geri verilmesini..." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davacının 01.10.2012 tarihinde davalı ...’dan satın aldığı araca, aracın dava dışı...’ye devrinden sonra çalıntı olduğu iddiası ile el konulduğu, dava dışı...’nin de araç için ödediği bedeli mahkeme kararı ile davacıdan tahsil ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Mahkemece, davalı ... yönünden davanın ispat edilemediği kanaatine varılmıştır. Ne var ki davacı, bu davalı yönünden pek çok delil bildirmiş olup, bu hususlar mahkemece, yeterince araştırılmamıştır. Bu durumda, davacının ileri sürdüğü deliller toplanarak ve gerektiğinde bilirkişi raporu da alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme nedeniyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
4-Bozma nedenlerine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 4. bentte gösterilen nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi