13. Hukuk Dairesi 2016/15208 E. , 2019/2222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ... kulübü ile aralarında yaptıkları 22.08.2013 başlangıç, 31.05.2014 bitiş tarihli Profesyonel Futbolcu Transfer Sözleşmesi kapsamında hakedilen 36.600,00 TL"nin tahsiline yönelik başlattığı takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı kulüp vekili, sözleşme ile kararlaştırılan ücretin brüt olduğunu, vergisel yükümlülükler ve ödemelerin, hesaplanacak hakediş miktarından düşülmesi gerektiğini bildirerek; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı kulüp vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, futbolcu sözleşmesinden kaynaklı ödenmeyen ücret alacağının tahsiline yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece, resen hesaplama yapılarak, belirlenen 141.750,00 TL hakediş miktarından, 102.004,45 TL ödeme miktarı mahsup edilmek ve taleple bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere; Anayasa"nın 141/III maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Yargılama makamları iddia ve savunmayı, taraflarca gösterilen delilleri gereği gibi incelemek ve ulaştıkları sonucu ikna edici bir gerekçeyle kararlarına yansıtmak zorundadırlar. Aksi bir durum adil bir yargılama yapıldığını göstermez. Mahkeme kararlarındaki gerekçesizlik Anayasa"nın 36. maddesinde tanımlanan "adil yargılanma hakkı"nın ihlalidir. 6100 sayılı HMK 297 maddesi gereğince de; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı, belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davalı taraf 17.03.2015 tarihli cevap dilekçesi ile sözleşme ile kararlaştırılan ücretlerin brüt olduğunu savunmuş, ayrıca ödemelerde bulunduğunu bildirerek, dosyaya bir takım ödeme belgeleri ibraz etmiştir. Bu kapsamda, mahkemece yapılacak iş, sözleşmede karar altına alınan ücretlerin brüt olup, olmadığının açıklığa kavuşturulması ile dosyaya kazandırılan ödemelerden hangilerinin sözleşme kapsamında ödendiğinin belirlenmesinden ibaret olup, mahkemece, ücretin brüt veya net olup olmadığı üzerinde durulmadığı, resen yapılan hesaplamanın ise denetime elverişsiz olduğu görülmektedir. Savunma dikkate alınmaksızn yukarıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuş olması ile hukuki dinlenilme hakkının ihlaline sebebiyet verilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, tarafların iddia ve savunması dikkate alınarak, konusunun uzmanı bilirkişiden alınacak rapor da gözetilip, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.