Ecrimisil Kararları - Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/29943 Esas 2019/2548 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/29943
Karar No: 2019/2548
Karar Tarihi: 26.02.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/29943 Esas 2019/2548 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)

Mahkeme, davacının davalı ile yaptığı hizmet alım sözleşmesinde haksız bir şekilde prim kesintisi yapıldığını iddia ederek 1.000 TL'nin faizi ile birlikte tahsilini istediği davayı kabul etti. Temyiz sonucu yapılan yargılamada davacı tarafın 9.580 TL talep ettiği ancak bu talebin ıslah yoluyla yapıldığı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereği ıslahın bozma sonrası yapılamayacağı gerekçesiyle mahkemenin bu talebi dikkate almaması üzerine karar bozuldu. Davalının temyiz itirazlarının incelenmesi için ise ayrı bir inceleme yapılmadı.
Kanun Maddeleri:
- 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 81. Maddesi

13. Hukuk Dairesi 2016/29943 E. , 2019/2548 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ile aralarında 01.01.2008-31.12.2008 dönemine ilişkin hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdikleri halde davalı tarafından 5510 Sayılı kanunun 81.maddesine göre ... tarafından karşılanan %5 ... priminin haksız olarak hak edişlerinden kesildiğini, yapılan kesintinin haksız olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL"nin hakediş tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile 9.580,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 02.04.2015 tarih 2015/4331 E.-2015/10495 K. sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında davacı taraf 25.1.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile birlikte talep sonucunu 9.580,00 TL"ye yükselttiklerini ifade etmiş, mahkemece ıslah edilen talep esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, 4.2.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu nedenle, mahkemece, davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, değinilen bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.