13. Hukuk Dairesi 2016/28157 E. , 2019/3052 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve tazminat ile satışın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 16.11.2011 tarihinde davalı ...’dan 1994 model Şahin marka ... plakalı aracı satın aldığını, aracın 16.11.2011 tarihinde TÜVTÜRK muayene istasyonundan hafif kusurları ile geçtiğini, yeniden muayene yaptırmak üzere TÜVTÜRK istasyonuna gidildiğinde ‘aracın ağır kusurlu olarak motor numarası şüpheli olduğundan’ muayeneden geçirilmediğini ve durumun emniyete ihbar edildiğini, 14.06.2012 tarihinde aracın emniyet tarafından geçici olarak muhafaza altına alındığını, işi gereği yeni bir araç satın almak zorunda kaldığını, Emniyetin talebi üzerine Ankara Cumhuriyet Savcılığının 2012/148928 numaralı soruşturma dosyası ile tahkikat başlatıldığını ve tahkikatta müşteki olduğunu, bu süreçte aracın satılamadığını ve kullanılamadığını, Emniyet ve TÜVTÜRK’ün kusuru tespit edip alım satımı zamanında durdurmadığı için kendisini zarara uğrattıklarını, ayrıca satıcının da sorumlu olduğunu, bu nedenlerle ... plakalı aracın 16.11.2011 tarihli satışının iptaline, satış bedeli olan 6.500,00 TL ile birlikte bu satış ile ortaya çıkan diğer masraflarla birlikte toplam 1.094,92 TL’nin yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eldeki dava ile satın aldığı aracın motor numarasının şüpheli olduğu gerekçesi ile emniyet tarafından muhafaza altına alındığını, bu nedenle uğradığı zarardan satıcının ve araç muayene istasyonunun sorumlu olduğunu, satışın iptali ile satış bedeli ve satış nedeniyle ortaya çıkan diğer masrafların yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, davalılardan ... aracı satmadan önce davacı ile birlikte muayene ettirdiklerini ve sorun olmadığını, araçtaki ayıbın gözden geçirme ve muayene sonucu ortaya çıkabilen açık ayıp olduğunu, ilgili yerlerin muayeneyi özenle yapmadıkları için bu sorunun ortaya çıktığını, bu nedenle kendisinin sorumluluğunun olmadığını savunmuş, diğer davalı Ankara Araç muayene istasyonu ise, aracın muayenesinin satış tarihinden yaklaşık 1 ay sonra 17.12.2011 tarihinde yapıldığını, aracın motor değil şasi numarasının 16.12.2013 tarihli muayenede şüpheli bulunduğunu, satım işlemlerini yönlendirme, onay verme, durdurma gibi bir yetkisinin de olmadığını ileri sürerek; davanın reddini dilemiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü aleyhine açılan dava idari yargının görevli olması nedeniyle dosyadan tefrik edilmiştir. Mahkemece davalı ... açısından açılan dava, davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemesi gerekçesiyle, diğer davalı Ankara Araç Muayene İstasyonları açısından da muayene tarihinin aracın satım tarihi olan 16/11/2011 tarihinden sonra olması nedeniyle davacının hataya düşürülmesinin sözkonusu olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya arasında bulunan makine mühendisi ve hukukçu bilirkişiden oluşan iki kişilik heyet raporu incelendiğinde; davaya konu ... 1994 model şahin aracın kasa ve motorunun değişmemiş, sökülmemiş ve orijinal olduğu, aracın motorunun kendi motoru olduğu ve hiç yerinden( araç üzerinden) sökülmediği, motor bağlantı kulaklarının orijinal olduğu, aracın şasi nosu, motor nosu ve ön panelde bulunan tanıtıcı etiketin orijinal olduğu, sahteciliğin olmadığı, aracın satışları sırasında, ruhsat yenilenmesi esnasında ruhsatı dolduran kişiler tarafından (Emniyet elemanlarının) motor nosundaki bir harfin yanlış yazılmış olduğu, bu hatayı muayene esnasında teknisyenlerin görüp, aracın sahibini uyarıp ruhsatı yenilenmesini sağlamaları gerekirken, aracın değişme(change) olduğu düşüncesiyle davaya neden olan muayene teknisyenlerinin dikkatsizlikleri ve kusurları sonucu hatalı hareket etmiş oldukları kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Rapora itiraz sonucunda alınan ek raporda da bilirkişilerin görüşü değişmemiştir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/148928 soruşturma numaralı iddianamesi incelendiğinde; mağdurun dosyamız davalısı ..., müştekinin ise dosyamız davacısı ... olduğu, iddianamenin ‘olay 18’ başlıklı bölümünde, Ankara Kriminal Polis laboratuvarında yapılan inceleme sonucunda dava konusu aracın motor ve şasi numaralarının orijinal olduğu, ancak sağ ön amortisör kulesi üst yüzeyindeki şasi numarasının çevresinde orijinal olmayan kaynak ve taşlama izlerinin bulunduğu, bu bulgulara atfen şasi numarasının kaynakla, motorun ise tamamen nakil edilerek sahtecilik yapıldığı, yapılan sahtecilikle aracın kimliğinin değiştirildiği (change)ve iğfal kabiliyetini haiz olduğu, durumun ihbar ile ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Soruşturma dosyasında Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından yapılan inceleme sonucu dava konusu araçta change durumu saptanmasına rağmen dosya arasında bulunan bilirkişi raporuna göre araçta change olmadığının belirtilmesi karşısında araçtaki mevcut durum hususunda tereddüt hasıl olmuştur. Hal böyle olunca, mahkemece, soruşturmaya esas ceza mahkemesi dosyası getirtilerek konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden dava konusu araçta change olup olmadığı hususunda açıklamalı, taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.