13. Hukuk Dairesi 2016/29900 E. , 2019/3164 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, kendisine ait dairenin 86.250,00 TL"sı bedelle davalıya devri konusunda anlaşmaya vardıklarını, davalının borcunun bir kısmını ödediğini, ancak ödenmeyen 18.060,00 TL"sının alacağının tahsili yönünden ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2014/6236 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine geçildiğini, icra takibinin durduğunu, davalının itirazının iptali ile icra takibinin kaldığı yerden devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, anlaşmayı 65.000,00 TL üzerine olduğunu, tüm bedeli ödediğini savunarak açılan davanın reddine, davacının alacağın %20"sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Aynı kanunda satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar, şeklinde tanımlanmıştır. Yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin ise satıcı olup, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanması gerekmektedir.
1-Somut olayda, davalı mütehhit gibi bir satıcı, üretici konumunda olmayıp gerçek kişidir. Anılan kanunda satıcı, Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlandığından, davacı tarafın dava konusu bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olmadığı ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin genel bir hukuki işlem olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalmadığına göre davaya bakmaya Genel Mahkemeler görevlidir. Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup, re"sen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak olmaz. O halde, mahkemece, davaya bakmakla Genel Mahkemeler görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davaya Tüketici Mahkemesi olarak bakılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, olmak üzere, 12/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.