13. Hukuk Dairesi 2016/28690 E. , 2019/3456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ... ile 20.09.2010 tarihinde satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye konu dairenin bedelinin 60.000,00 TL olduğu, ....000,00 TL"lik kısmın tapu tesliminde, 20.000,00 TL"lik kısmın ise ev tesliminde ödeneceğini, 02.11.2010 tarihinde tapunun davacı adına tescil edildiğini, bu aşamada 9.000,00 TL masraf olarak ödendiğini, kalan kısım için ise davacı tarafından 02.11.2010 tanzim tarihli ve 05.02.2011 vadeli olarak ... lehine 27.500,00 TL bedelli senet verdiğini, ancak dairenin tamamlanmamış olup, henüz teslim edilmediğini, bu sebeple senedin başkasına ciro edilmesiyle tahsili yoluna gidilemeyeceğini iddia ederek senede dayalı bir borcu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Eldeki davada taraflar arasında 20.09.2010 tarihinde satış sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmeye konu dairenin bedelinin 60.000,00 TL olduğu, ....000,00 TL"lik kısmın tapu tesliminde, 20.000,00 TL"lik kısmın ise ev tesliminde ödeneceği, 02.11.2010 tarihinde tapunun davacı adına tescil edildiği, bu aşamada 9.000,00 TL masraf olarak ödendiği, kalan bakiye kısım için ise davacı tarafından 02.11.2010 tanzim tarihli ve 05.02.2011 vadeli olarak ... lehine 27.500,00 TL bedelli senet verildiği senedin arka yüzünde Akçaoğlu İnş. Ltd. Şti. adına ilk ciranta olarak imzalandığı ve diğer davalı ... "in ise 2. ciranta olarak imzasının olduğu, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2011/92D.... sayılı dosyasında dairenin tamamlama oranının %56 olduğu, bitmesi için 60 gün ve 43.505,00 TL gerektiği tespit olunduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Dava konusu olaya ilişkin bilirkişilerden raporlar alınmıştır.
Anayasanın 141/III maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Yargılama makamları iddia ve savunmayı, taraflarca gösterilen delilleri gereği gibi incelemek ve ulaştıkları sonucu ikna edici bir gerekçeyle kararlarına yansıtmak zorundadırlar. Aksi bir durum, adil bir yargılama yapılmadığını gösterir. Mahkeme kararlarındaki gerekçesizlik Anayasa"nın 36. maddesinde tanımlanan "adil yargılanma hakkı"nın ihlalidir. 6100 sayılı HMK 297 maddesi gereğince de; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı, belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir.
Hal böyle olunca, yukarıdaki açıklamalara göre gerekçeli kararda iddia ve savunmalar yeterince açıklanmadığı gibi, hangi bilirkişi raporu doğrultusunda, sonuca nasıl ulaşıldığı da açık değildir. İncelenen mahkeme kararında, gerekçe bulunmadığı anlaşılmakla, usulün 297. maddesine aykırı olarak yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.