13. Hukuk Dairesi 2017/1444 E. , 2020/2271 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... emrinde görev yaparken Türk Silahlı Kuvvetlerinden her ne şekilde olursa olsun mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan ayrılan ve ilişiği kesilen personelden 926 sayılı Kanun"un 112. maddesi gereğince; askeri öğrenci, subay ve astsubay nasbedildikten sonra kendilerine yapılan öğrenim, eğitim ve yetiştirme masraflarının yükümlülük sürelerinin eksik kalan kısmı ile orantılı olarak kanuni faizi ile birlikte tazminat olarak alınması gerektiğini, davalının Jandarma Üstğm. olarak 3. J. Sınır Tabur Komutanlığı Bağlıca/Şırnak"ta görev yaparken 03.07.2007 tarihinde disiplinsizlik nedeni ile Türk Silahlı Kuvvetleri"nden ilişiğinin kesildiğini, davalının mecburi hizmet süresini tamamlamadan ilişiği kesildiğinden sunulan hesaplama tablosunda belirtilen öğrenim, eğitim ve yetiştirme masraflarını tazminat olarak ödemek zorunda olduğunu, bu hususun davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından bugüne kadar ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 03.09.2007 tarihine kadar hesaplanan yasal faiz dahil 42.285,14-TL"nin 03.09.2007 tarihinden itibaren öğrenim, eğitim ve yetiştirme giderlerine hesaplanacak yasal faiziyle birlikte fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 21.446,08-TL"nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kabul edilen kısmın 8.351,61-TL"sine ilişik kesme tarihi olan 03.09.2007 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine davanın kabul ve reddedilen miktarları üzerinden her iki taraf yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalının borçlu olduğu miktar, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa ve yönetmelik değişikliği hükümlerine göre belirlenmiş olduğundan; taraflar yararına hükmedilecek vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin dava tarihindeki haklılık miktarlarına göre belirlenmesi gerekir. Dava tarihindeki haklılık durumuna göre davaya konu alacağın kabul edilecek bölümünün masraf cetveli ve bilirkişi raporlarında hesap edildiği üzere 42.285,14-TL olduğu, davanın da bu miktar üzerinden açıldığı anlaşılmakla; yukarıda açıklanan gerekçeye göre davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, davalı için davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın hüküm bölümünün 3. bendindeki "Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen değer üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin uyarınca belirlenen 2.500,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE," cümlesinin hükümden tamamen çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.