13. Hukuk Dairesi 2017/6642 E. , 2020/2388 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava yönünden kabulüne, karşı dava yönünden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, 16.9.2005 tarihli satış sözleşmesi gereğince davalıya 9678 ada, 3 sayılı parselde bulunan villaların satıldığını, sözleşme eki imalat programı ve davalının ek isteklerine uygun taşınmazı inşa edip teslim ettiğini, sözleşme gereğince iskanın alınmasını müteakip ödenmesi gereken 25.000,00 USD"nin ödenmediğini ileri sürerek ödenmeyen 25.000,00 USD"nin temerrüt tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, açtığı karşı dava ile de eksik imalatlar için 25.000,00 USD, geç teslim nedeniyle de 50.000,00 TL cezai şartın temerrüt tarihinden itibaren tahsilini istemiştir.
Mahkemece, görev yönünden yapılan bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada asıl davanın kabülüne, karşı davanın ise kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Asıl davada davacı, gayrimenkul satımından kalan bakiye bedelin iadesini istemiş, davalı ise açtığı karşı dava ile eksik imalat bedeli ile cezai şartın tahsilini talep etmiştir. Mahkemece görev yönünden yapılan bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de; davalı-karşı davacı yargılama devam ederken 26.2.2009 da vefat etmiştir. Dosya kapsamında bulunan ... 7. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/474 Esas ve 2009/377 Karar sayılı ilamında davalı-karşı davacı muris ..."in vefatından geriye eşi ..., oğlu Durmuş ve ... ile kızı ..."nun kaldığı anlaşılmaktadır. Murisin vefatı üzerine mirasçılardan yalnızca ... ve ..."nun davaya kendi istekleri ile dahil oldukları, diğer mirasçıların ise davaya dahil edilmedikleri anlaşılmaktadır. Müteveffa ..."in terekesinde, mirasçıları arasında elbirliği mülkiyeti hükümleri geçerlidir. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte yürütülmesi gerekir. O halde, mahkemece, asıl dava yönünden davada yer almayan mirasçılar resen davaya dahil edilmeli, karşı dava yönünden ise davalı-karşı davacı mirasçılar vekiline diğer mirasçıların davaya katılımını sağlaması veya muvaffakatini alması ya da terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, bir davada taraf sıfatının bulunup bulunmadığı yargılamanın her aşamasında resen kontrol edilmelidir. Bu kapsamda daha önce yapılan bozmanın taraflar yararına kazanılmış hak teşkil etmeyeceği açıktır. O halde mahkemece, asıl ve karşı davada taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte gösterilen nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte gösterilen nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 612,00 TL harcın davacılar-karşı davalılara, 31,40 TL harcın davalı-karşı davacılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.