13. Hukuk Dairesi 2018/782 E. , 2020/3193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, davalı tarafça haksız olarak azledildiği tarihe kadar davalı tarafın vekilliğini yaptığını, 30/09/2014 tarihinde davalı tarafından azledildiğine ilişkin azilnamenin tarafına tebliğ edildiğini, vekalet ücretinin ödenmediğini, hakettiği ücretin tahsili için davalı aleyhinde icra takibi başlattığını, davalının takibe yapmış olduğu itirazın iptali ile duran takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının takibini yaptığı icra dosyasından uzun yıllar tahsilat yapmadığını, borçlunun maaş haczinin en başta koyulması mümkünken bunu da yapmadığını, dosyaya para girdiğine dair bilgi vermediğini, hapis hakkını kullanırken bildirmediğini ve kendi alacağına oranlayarak kullanmadığını, hangi alacaklarına istinaden kullanıldığına dair de bilgi verilmediğini bu nedenle azlin haklı olduğunu savunarak, aralarında bir sözleşme olmadığını da belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasındaki vekalet ilişkisi, davalı konumundaki müvekkilin davacı avukata gönderdiği azilname ile sona ermiştir. Davacı avukata, davalı tarafından gönderilen azilnamede azil sebebi olarak, davalının alacaklı konumunda olduğu icra takip dosyalarından tahsil ettiği paraları kendisine bildirmediği, yine hapis hakkını ise alacağı nisbetinde kullanmadığı tüm bunların meslek kurallarının ihlali olduğu ve yine takip dosyalarında gerekli işlemleri yapmayarak süreci uzattığı belirterek bu durum bildirilmiştir. Davacı avukat uhdesinde paranın bulunduğunu kabul etmekle birlikte davalının haberi olduğunu bunun vekalet ücreti olduğunu savunmuş ve yine davalı tarafından kendisine bir icra dosyasında maaş haczi koyulmaması yönünde de yazılı talimat verildiğini savunmakla birlikte mahkeme gerekçesinde de belirtildiği gibi davacı bu iddialarını ispatlayamamıştır. Bunun sonucunda vekalet ilişkisinin temel unsuru olan güven ilişkisinin sarsılmış olduğu kabul edilmekle mahkemece azlin haklı olduğu kanaati isabetlidir. Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcuttur. Azil ve feshin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil ve fesih halinde ancak fesih tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil ve fesih, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder.
Davacı, davalı adına işlerini takip ettiği halde haksız olarak azil edildiğinden bahisle alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır.1136 sayılı Avukatlık Yasasının 174/2 maddesinde azlin haksız olması halinde avukat ücretin tamamına hak kazanır. Azlin haklı olması halinde ise azilden sonraya ilişkin (azilden sonra devam eden veya kesinleşen) işler nedeniyle bir ücret isteyemez ise de, azil tarihine kadar olan tamamlanmış işler nedeniyle vekilin ücrete hak kazanacağı kabul edilmelidir.
Somut olayda, azlin haklı olduğu, mahkemenin de kabulünde olduğuna göre, azil tarihine kadar olan ve tamamlanmış işler bakımından, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı talepte bulunabilir. Mahkemece, bu yön gözetmeksizin davanın tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi