13. Hukuk Dairesi 2017/9213 E. , 2020/3200 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla ... Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesince 2015/35 esas 2016/131 karar sayılı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nin 2017/366-2017/362 karar sayılı kararının süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı şirket vekili, davalı ile şirket arasında 01.08.2013 tarihinde düzenlenen "Gayrimenkulün Satılması Hakkında Aracılık Sözleşmesi" gereğince, ... Mah. 783 Ada 1 Parsel sayılı taşınmazın 60 gün süre ile tam ve yetkili aracı sıfatı ile satılması yetkisinin vekili olduğu davacı şirkete verildiğini, sözleşmenin 6. Maddesinde "Bu süre zarfında taşınmazın müvekkilinin yazılı onayı olmaksızın satılması durumunda müşteri tarafından müvekkili şirkete taşınmazın en yüksek satış bedeli üzerinden %6+KDV tutarında nakdi tazminat ödemesi" nin kararlaştırıldığını, davalı tarafından da bu durumun kabul ve taahhüt edildiğini, sözleşme konusu taşınmazın müvekkilinin yazılı onayı olmaksızın davalı tarafça 60 günlük süre içerisinde satıldığını, bu nedenle davalı tarafın müvekkiline sözleşmeye konu taşınmazın en yüksek satış bedeli olan 435.000$ (USD) nin %6"sı+KDV tutarında nakdi tazminat ödeme yükümlülüğü doğduğunu, bu nedenle taraflarınca davalı aleyhine ... Anadolu 24. İcra Müdürlüğünün 2013/30907 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ileri sürerek, davalının icra takibine konu borca ve faiz ve fer"ilerine ilişkin haksız ve mesnetsiz olan itirazının iptaline ve icra takibinin devamına, borçlunun haksız itiraz nedeni ile takip miktarının %40"ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı tarafça sözleşme kopyasının kendilerine verilmediğini, bu nedenle de 7. Maddesine göre sözleşmenin hüküm ifade etmeyeceğini ve kendilerinin bu madde nedeniyle yanılgıya düşürüldüklerini yine de davalının davacı tarafından sözleşme gereği vadedilen hizmetlerin yapılmasını beklediğini, geçen süreçte hiçbir hizmetin yapılmadığını, ne bir tanıtım ne de bir pazarlama faaliyeti gerçekleştirdiğini, davacının sözleşmede belirtilen 60 günün bitimine 2 gün kalana kadar sözleşmeyle bağlı olduğunu belirten bir bildirimde bulunmadığını, kalan 2 günlük sürede bu taahhüdü yerine getireceğine daire bir irade beyanında bulunmadığını, sözleşmenin kötüniyetle imzalatıldığını, davacı taahhüdünü gerçekleştirmediğinden davalının sözleşmeyle bağlı olmadığını düşünerek gün hesabı yapmaksızın tapuda belirtilen miktar üzerinden satış yaptığını savunarak, davanın köyüniyetle açıldığını ve reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı borçlunun ... Anadolu 24. İcra Müdürlüğünün 2013/30907 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, alacağın likit olması nedeniyle asıl alacak miktarı olan 63.289,00.TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, simsarlık sözleşmesine aykırı davranıldığından bahisle sözleşmede belirlenen cezai şart bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalının taşınmazının satışına aracılık etmek karşılığında hizmet bedeli olarak ücret alacağını, bunun için de satışın kendisi tarafından yapılması için bir süre belirlendiğini ancak taşınmazın sözleşme süresi içinde ve kendisinden habersiz davalı tarafça satıldığını, sözleşme süresi zarfında taşınmazın kendisinin onayı olmadan satılamayacağına ve satılması durumunda da ceza bedelinin taşınmaz sahibi davalı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını belirtmiş; davalı taraf ise taşınmazın satışına kadarki süreçte davacının satış için bir girişimde bulunmadığını ve sözleşmenin 7. Maddesinde yazılı hükme göre de davacı tarafça sözleşmenin kopyasının kendilerine verilmesi gerektiğini bu şekilde sözleşmenin geçerli olacağına inandığını fakat verilmediğini belirterek sözleşmenin hüküm ifade etmeyeceğini savunmuştur. Mahkemece, davalının iddialarının soyut olduğu, davacının alıcı bulmak için gerekli ilanları verdiğinin belgelerle sabit olduğu, sözleşmenin taraflarının geçerli olan sözleşmeye uymak zorunda olduğu ve davalının sözleşmeye aykırı davrandığının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hükmün, istinaf kanun yolunda yapılan incelemesinde Bölge Adliye Mahkemesince bu kez, ilk derece mahkemesinde dinlenen tanıkların beyanlarından, davacı ve davalı arasında satımla ilgili görüşmenin, sözleşme icrası aşamasında yapıldığını beyan ettikleri, karşılıklı müzakere edilerek oluşturulduğu, yazılı şekle müzakere sonrası dönüştürüldüğü ve davalının sözleşmeyi imzaladığı hatta sözleşme yürürlüğü açısından taraflar arasında bilahare görüşme yapıldığının da anlaşıldığı, davalının sözleşme örneğini almadığı beyanına itibar edilse bile tanıklar beyanı ve davalının sözleşmenin şartlarının davacı tarafından kabul ettiğini bilerek hareket ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 7. Maddesinde açıkça, sözleşmenin kopyasının şirket tarafından kaşelenip imzalanarak müşteriye ulaştırılacağı, kaşelenip imzalanmamış sözleşmelerin geçersiz olacağı kararlaştırılmış olmakla birlikte davacı tarafın tacir olduğu da gözetilerek, bu hususu davacının tanık dışında bir kesin delille ispatının gerektiği ve buna göre değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açılanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/35 Esas, 2016/131 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 11/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.