Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/1559
Karar No: 2021/7494
Karar Tarihi: 02.11.2021

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/1559 Esas 2021/7494 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Sanık, tali kusurlu olduğu gerekçesiyle taksirle yaralama suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, katılanların şikayet süresi geçtiği ve somut olayda bilinçli taksir koşullarının oluşmadığı için sanığın sadece süresinde şikayetçi olan katılanın yaralanmasından sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, sanık hakkındaki mahkumiyet hükmü bozulmuştur. Ayrıca, diğer katılanın yasal temsilcilik durumu incelenerek dosyanın yeniden \"Basit Yargılama Usulü\" yönünden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda; TCK'nın 89. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümlerinin gözetilmesi gerektiği ve mahkumiyet halinde sonuç cezanın dörtte bir oranında indirilmesi gerektiği açıklanmıştır.
12. Ceza Dairesi         2021/1559 E.  ,  2021/7494 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi


    Taksirle yaralama suçundan katılan sanık ...’in mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii, katılanlar vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından, sanık ...’in mahkumiyetine ilişkin hüküm ise; katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1-Sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Katılan sanık ...’in sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüzün meskun mahal dışındaki 4,8 metre genişliğindeki çift yönlü yolda seyri sırasında kendisiyle aynı yönde önünde seyretmekte olan sanık ... idaresindeki tırı solladığı; ancak sollamasını tamamlamadan yeniden sağa yönelmek istediği sırada aracının sağ arka kısmıyla tıra çarpması sonucu kendisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde, aracında yolcu olarak bulunan yaşı küçük katılan ...’ın ise hayati tehlike geçirecek, 3. derece kemik kırığı olacak ve yüzünde sabit iz bırakacak şekilde yaralandıkları, tır şoförü olan sanık ...’in kullandığı aracın fiziksel özelliklerini, yol ve mahal şartlarını dikkate alarak kendisini sollamaya başlayan aracın geçişini kolaylaştırmak için aracını yolun en sağına çekmesi, yavaşlaması ve gerekirse durarak kendisini sollayan aracın güvenli bir şekilde geçişine yardımcı olması gerektiği halde bunları yapmaması nedeniyle tali kusurlu olduğu olayda;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin ertelemeye yönelik temyiz itirazlarının reddine ancak;
    Taksirle yaralama suçu TCK"nın 89. maddesinde hükme bağlanmış olup aynı maddenin 5. fıkrası gereğince 1. fıkrası kapsamı dışında bulunan bilinçli taksir hali hariç şikayete tabi olduğu ve şikayet süresinin filin ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 aylık süre içerisinde kullanılması gerektiği, meydana gelen trafik kazasında yaralanan 12.12.2015 doğumlu mağdur ...’ın yasal temsilcilerinden olan annesi katılan Gülten’in kollukta verdiği 11.12.2013 tarihli ifadesinde yalnızca sanık ...’ten şikayetçi olduğuna dair beyanda bulunduğu, sanık ... yönünden şikayetçi olduğuna dair bir söylemi bulunmadığı, diğer yasal temsilci olan babanın ise kolluk tarafından ifadesi alınmak üzere davet edilip karakola geldiğinde oğlunun tedavisinin tamamlanmasının ardından şikayet hususunda karar vereceğine dair 19.09.2013 tarihinde tutanak tanzim edilmesinin ardından, 06.05.2014 tarihinde her iki kanuni temsilcinin de iki sanık hakkında da şikayetçi olduklarına dair beyanda bulundukları; dolayısıyla sanık ... yönünden 6 aylık şikayet süresinin geçmiş olduğunun ve somut olayda da bilinçli taksir koşullarını oluşmadığının anlaşılması karşısında, sanığın yalnızca süresinde şikayetçi olan katılan sanık ...’in yaralanmasından sorumlu olduğu dikkate alınmadan suç vasfında yanılgıya düşülerek sanığın TCK’nın 89/1. mddesi gereğince mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken TCK’nın 89/4. maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilmesi,
    Bozmaya uyulması halinde, sanığa isnat edilen taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında öngörülen temel ceza miktarı itibariyle, 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenmiş olan ve 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ""Basit yargılama usulü"" düzenlemesine tabi olacağı; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı doğrultusunda CMK"nın 251. maddesi hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmesi;
    Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA,
    2-Katılan sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince:
    Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 89. maddesinin 1-2-3. fıkralarında düzenlenen ""taksirle yaralama"" suçuna ilişkin olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde gerçekleşecek olan taksirle yaralama suçu için TCK"nın 89. maddesinin 1. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ""...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış..."" ibarelerinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
    Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii, katılanlar vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi