11. Hukuk Dairesi 2019/3300 E. , 2019/5443 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/11/2017 tarih ve 2017/221-2017/215 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili, davalılar ..., ... ve ... vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda, müvekkilinin İstanbul İli, Bakırköy İlçesinde bulunan Ataköy Konakları Sitesi"nin mimari projesinin müellifi olduğunu, malik olan davalıların mimari projede olmamasına ve yönetim planı ile yasaklanmasına rağmen taşınmazlarındaki salona açılan balkonu cam ile kapatmak suretiyle mimari konseptte esaslı değişikliğe sebebiyet verdiklerini, bu nedenle müvekkilinin maddi ve manevi haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, projeye aykırı değişikliğin kaldırılmasını, yapının eski hale getirilmesini, 2.000,00 TL maddi ve 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ayrı ayrı tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davaların reddini istemişlerdir.
Dairemizin bozma ilamına uyan mahkemece, Ataköy Konakları sitesinin yapılar topluluğu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, mimari kompozisyon olarak bulunduğu kentsel mekanda gerek vaziyet planı, gerek peyzaş yapılanması anlamında bütünsellik içeren, aynı zamanda benzer plan tiplerinin cephe uygulamalarında yeknesak olmayıp farklı protipler yaratabilen, malzeme kullanımı açısından belirli dönemdeki yapılardan ve referans alınarak ve esinlenerek hazırlanan proje olduğu, cephe kompozisyonunun her birini ayrı ayrı yansıtabilen yaklaşımı ile benzerlerinden farklı hususiyeti olan yapılar topluluğunun 5846 sayılı Yasa kapsamında güzel sanat eseri niteliğinde olduğu, davalıların projeye aykırı olarak yaptıkları eylemin bütünü bozucu şekilde olup, bu nedenle davacının mimari projeden kaynaklanan haklarının ihlal edildiği, bu çerçevede talep edilebilecek proje çizim bedeli 1.250,00 TL olup, FSEK 68. madde gereği 3 katı 3.730,00 TL olduğu ancak taleple bağlı kalındığı gerekçesiyle her bir davalı için asıl dava ve birleşen 2011/349, 2011/352 esas sayılı davalar yönünden 2.000 TL maddi tazminatın davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesinde Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca açılan davalarda eski hale getirme talebi kabul edildiğinden taraflar arasında FSEK 68/4 maddesi uyarınca farazi sözleşme ilişkisi olduğu kabul edilerek, eski hale getirme talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalılar ..., ... ve ... vekilleri temyiz etmiştir.
1-Asıl ve birleşen davalar, mimari projeye aykırılık nedeniyle eski hale getirme, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"nun 4/1. maddesine göre eserin güzel sanat eseri olarak nitelendirilebilmesi için estetik değere sahip olması gerekmektedir. Ancak, mahkemenin bozma sonrası aldığı ve hükme esas bilirkişi raporunda davaya konu yapının estetik değer taşıyıp taşımadığı hususu yeterince değerlendirilmediği gibi, gerekçeli kararda da bu husus tartışılmamıştır. Bu bağlamda, mahkemece, davaya konu yapının 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında estetik değere sahip olup olmadığı hususunda gerekirse ek bir bilirkişi raporu alınarak değerlendirilme yapılması, mimari eser olduğu iddia edilen binaların güzel sanat eseri olup olmadığının gerekçeli kararda denetlemeye elverişli şekilde değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma ilamına uyulmasına rağmen gereği yerine getirilmeyerek eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamış ve kararın davalılar yararına bozulmasını gerektirmiştir.
2-Kabule göre de, davacı vekili dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikle tahsilini talep etmiş olmasına karşılık, mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesine rağmen davacı yararına yasal faize hükmedilmemesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle de davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 16/09/2019 tarihinde karar verildi.