11. Hukuk Dairesi 2018/2145 E. , 2019/3729 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 20/12/2017 tarih ve2016/20-2017/1494 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketten olan alacağını tahsil amacıyla başlattığı icra takibi sonunda borçlunun borca batık olup, üzerinde çok sayıda haczin olduğu iki araçtan başka mal varlığının olmadığının anlaşıldığını, yapılan araştırmada borçlu şirketin bir taşınmaz üzerine yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca şirket uhdesine geçirilmesi gereken dairelerin tümünün şirketin hakim ortağı ve yetkilisi olan davalı ... adına tescil edildiğini, davalı şirketin yönetim kurulu başkan ve üyeleri olan davalı şahısların kusurlu ve kötü yönetimleri, kasıtlı ve hileli davranışlarıyla davalı şirketin içini boşaltıp, şirketi batık hale getirdiklerini, borçlarını ödemediklerini, davalıların bu eylemleri nedeniyle alacaklı olan müvekkilinin doğrudan doğruya zarara uğradığını ileri sürerek 127.242,74 TL alacağın 24.03.2008 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle tahsilini, mümkün olmadığı takdirde ise davalı ... adına ve 3. şahıslara devredilen tapu kayıtlarının hile ve muvazaa ile devredilmiş olması nedeniyle tasarrufunun iptalini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında yapılan açıklama ile davanın, yönetimi kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayalı alacak davası olduğu belirtilmiştir.
Davalılar vekili; husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davaya konu taşınmazların tamamının arsa sahibi ... adına tescil tarihinin 19.10.2005 olup, davacının müvekkili şirketten alacaklı olduğu tarihin ise 2008 yılı olması nedeniyle davacının alacağının doğum tarihinden önceki işlemden dolayı zarara uğramasının mümkün olmadığını, şu anda arsa sahibi ... adına 8 adet taşınmaz bulunup, bunların da arsa sahibi uhdesinde olmasında hukuka aykırılık olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalı şirket hakkında kesinleşmiş ve uyuşmazlık konusu olmayan icra takibinin bulunduğu, davacının davalı şirketten olan alacağını ilama bağlamasında hukuki yararının bulunduğu, 17.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda davalı ..."a ait taşınmaz üzerine inşa edilen binanın davalı şirket tarafından yapıldığının, ancak karşılığında davalı şirkete herhangi bir nakit ödeme yapılmadığının belirtildiği, arsa sahibi ile müteahhit arasındaki sözleşme uyarınca kat karşılığı inşaat işindeki paylaşım oranının %50 olduğu, davalı şirkete bırakılan 3-4-6-9-10-13-14-17-18-19 numaralı daireler ile 23 ve 24 numaralı dükkanların müteahhit tarafından faturalandırılarak satıldığı, fakat davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının sunulmaması sebebiyle bedelin tahsil edilip edilmediğinin kesin biçimde tespit edilemediği, davalı ...’a ait arsa üzerinde inşa edilen binanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde yapıldığı, sözleşmeden kaynaklı %50 paylaşım oranına göre alınması gereken bağımsız bölümlerin satışından elde edilecek gelirlerin davalı şirket kasasına aktarılması gerektiği, davalı şirket yöneticilerinin bu hususta sorumluluklarının bulunduğu, kayıtların usulüne uygun olarak tutulmamasının yöneticilerin sorumluğunu gerektirdiği, gerekli ihtarın yapılmasına rağmen şirket kayıt ve defterlerinin sunulmadığı, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden elde edilen gelirlerin şirket tarafından nasıl muhasebeleştirildiğinin, elde edilen gelirlerin nereye harcandığının, alacak borç dengesine göre şirket aktifinde davacı alacağına tahsile yeter bakiye kalıp kalmadığının denetlenemediği, ispat külfetinin davalı tarafta olduğu, kayıtlarını sunmaktan kaçınan ve şirket muhasebesinin usulünce tutulduğuna dair inandırıcı kanıt göstermeyen yöneticilerin, üçüncü kişilerin uğrayacakları dolaylı zarardan sorumlu olduğu, davalı şirketin borca yeter malvarlığının bulunmadığından alacağını tahsil edemeyen davacının zarara uğradığı, davalı şirket yöneticilerinin, şirket kayıtlarının usulüne uygun tutulmaması veya tutulduğunun ispatlanamamasının davalı şirketin mal varlığının usulsüz işlemlerle azaltıldığı yolunda yeterli delil teşkil ettiği, bu nedenle şirket ortaklarının da alacaktan müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 127.242,74 TL"nın 24.03.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6.518,95 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan müteselsilen alınmasına, 13/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.