Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2155
Karar No: 2020/5918
Karar Tarihi: 16.12.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/2155 Esas 2020/5918 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/2155 E.  ,  2020/5918 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18.10.2018 tarih ve 2017/230-2018/1055 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin duruşmalı olarak asıl davada ve birleşen İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/98 Esas ve İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/20 Esas sayılı davalarda davalılar vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla,duruşma için belirlenen 15.12.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı asil ... ile davalı Otonom Bilgi Tek. San. ve Tic. A.Ş. vekili Av. ....dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, davalı şirketin 5 ortağından birisinin müvekkili olduğunu, 04.06.2004 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında düzenlenen gerçek dışı hazirun cetveli ile baba oğul hissedarların % 48 olan hisse oranlarının % 56"ya çıkarılarak şirket yönetimine el konulduğunu, bu genel kurul toplantısında alınan kararların ve bu kararlara dayanılarak pay defterine yapılan kayıtların iptali için dava açıldığını, kesinleşen karara göre, genel kurul kararlarının iptaline, davacının davalı şirkette ayrı ayrı 26 paya sahip olduklarının tespitine karar verildiğini, davalı şirketin 30.07.2004 tarihli olağanüstü genel kurulunda sermaye payının yükseltildiğini, bu genel kurul kararlarının iptali için dava açıldığını, davalı şirketin 03.08.2006 tarihli ihtarnamesi ile şirket sermayesinin 10.000.- TL"den 100.000.-TL"ye yükseltilmesi nedeniyle, müvekkili tarafından taahhüt edilen 23.400.-TL sermayeden 30.10.2005 tarihine kadar ödenmeyen 4.000.-TL"lik, sermaye borcunun ödenmesinin iptal edildiğini, müvekkillerinin şirketin organsız kalması nedeniyle ihtarnameyi gönderenin temsil ve yetkili olmaması üzerine işlem yapamadığını, 30.07.2004 tarihli genel kurul toplantısında şirket sermayesinin 100.000.- TL"den 500.000.- TL"ye yükseltildiğini, eski sermayenin tamamı ödenmeden sermaye artırımına gidilemeyeceğini, davalı şirketin 01.01.2004 tarihli açılış bilançosuna göre ortakların sermaye taahhütlerini ödediklerini ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirkete sermaye taahhüdünden dolayı borçlu olmadığının tespitine, elinden alınan 4.000.-TL nominal değerdeki 40 adet hissesinin iadesine, hisselerin müvekkili adına pay defterine işlenmesine, 2.000.-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Birleşen (İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/107 E.) davada davacı vekili, asıl davadaki gerekçelerle 40 payın davalı adına tescil edildiğini iddia ederek, davaya konu 40 adet hissesinin iadesine ve hisselerin pay defterine işlenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Birleşen (İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/98 E.) davada davacı vekili, asıl davadaki gerekçelerle şirketin sermayesinin 20.03.2010 tarihinde artırıldığını, şirket sermayesinin 1000 hisseye bölünmüş iken 620.000.-TL olan sermaye tutarına göre 6200 adet hissenin 248 adedinin müvekkiline ait olduğunu iddia ederek, bedelsiz sermaye artırımı kararıyla oluşan yeni hisse ve sermaye oranları sonucunda 208 adet hissenin davacıya iadesine karar verilmesi talep etmiştir.
    Birleşen (İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/20 E.) davada, davacı vekili, asıl davadaki gerekçelerle davalı şirketin 20.03.2010 tarihli genel kurulda bedelsiz sermaye artırımı kararı ile oluşan yeni hisse ve sermaye oranına göre 208 adet hissenin iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı şirket vekili, asıl ve birleşen davada davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, birleşen davada davanın reddini istemiş, karşı davasında ise 31.12.2002 tarihli hisse devir sözleşmesi gereğince davacı adına davalı şirkete ödenen 4.000.-TL sermaye ödemesinin, ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak; asıl dava ve birleşen, 45 Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/98 Esas ve Birleşen 46. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/20 Esas sayılı davaların kabulüyle, toplam 6.200 şirket hissesinin 248 hisse payının (153 adetinin davalı ..., 87 adedinin ..."den 8 adedinin ...) davalı gerçek kişilerden alınarak, pay defterine kaydına ve davacıya iadesine, davacının asıl davadaki maddi tazminat talebinin reddine, 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/107 Esas sayılı dosyası bozma kapsamı dışında kaldığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, asıl davada ve temyize konu birleşen davalarda (İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/98 E. ve İstanbul 46.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/20 E.) davalılar vekili temyiz etmiştir.
    1- Hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 186. maddesi uyarınca, tarafların tüm delilleri toplanıp inceledikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra, hakimin, aynı Yasa"nın 298. maddesi uyarınca, kararı gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu 297. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada Yasa"nın 294/4 fıkrası hükmüne dayanılarak, zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde, HMK"nın 297"nci maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen, kısa karar yazıp tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin, artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa"nın 141. maddesi ile HMK"nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Somut olayda ise; mahkemece, kısa kararda "asıl dava ve birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/107 Esas sayılı davanın kabulüyle, toplam 6.200 şirket hissesinin 40 payının davacı adına pay defterine kaydına, hisselerin davacıya iadesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine, birleşen İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/98 Esas ve Birleşen İstanbul 46 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/20 Esas sayılı davalarının kabulüyle, toplam 6.200 şirket hissesinin 208 payının davacı adına pay defterine kaydına, hisselerin davacıya iadesine," karar verilmiş iken, gerekçeli kararda "asıl dava ve birleşen, 45. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/98 Esas ve Birleşen 46. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/20 Esas sayılı davaların kabulüyle, toplam 6.200 şirket hissesinin 248 hisse payının (153 adetinin davalı ..., 87 adedinin ..."den 8 adedinin ...) davalı gerçek kişilerden alınarak, pay defterine kaydına ve davacıya iadesine, davacının asıl davadaki maddi tazminat talebinin reddine, 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/107 Esas sayılı dosyası bozma kapsamı dışında kaldığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına," şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür.
    Bu durum karşısında, kısa ve gerekçeli kararlar arasında çelişki oluştuğu gibi infazda da tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkemece yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    2- Kabule göre de; asıl davada davacının talebi, 40 adet hissenin tarafına iadesi ile pay defterine işlenmesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/107 esas sayılı dosyasındaki talebi de, davalı ... adına tescil edilen 40 adet hissenin tarafına iadesi ile pay defterine işlenmesine ilişkindir. Birleşen dosyadaki davacının talebi mahkemenin 30.12.2013 tarihli kararı ile reddedilmiş ve taraflarca temyize konu edilmediğinden Dairemiz bozma ilamının dışında kalarak kesinleşmiştir. Asıl ve birleşen davadaki talepler aynı olup, birleşen davanın reddine karar verilmişken aynı talepleri içeren asıl davanın kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    3- Birleşen İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/98 esas sayılı dosyasında, davacı vekili dava dilekçesinde, ... adına tescilli 40 adet hissenin davalılara devredildiğini, 40 adet hissenin bedelsiz sermaye arttırımı neticesinde 248 adet hisse olduğunu, 40 hisse için 2009/107 esas sayılı dosyada dava açıldığını, sermaye arttırımı neticesinde yeni oluşan 208 adet hissenin tarafına iadesini talep etmiştir. Ancak mahkemece, kısa kararda 208 adet hissenin iadesine karar verilmişken, gerekçeli kararda kısa kararla çelişki yaratacak ve davacının talebini de aşacak şekilde 248 adet hissenin davalı gerçek kişilerden alınarak davacıya iadesine karar verilmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    4- Ayrıca, davacının asıl davada manevi tazminat talebi olup, mahkemece kararın gerekçesinde manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddi gerektiği açıklanmışken, hüküm fıkrasında "maddi tazminat talebinin reddine" şeklinde hüküm kurulması da doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    5- Bozma sebep ve şekline göre, asıl davada ve temyize konu birleşen davalarda (İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/98 E. ve İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/20 E.) davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki (1) ve kabule göre de (2) (3) (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle asıl davada ve temyize konu birleşen davalarda (İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/98 E. ve İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/20 E.) davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA; (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada ve temyize konu birleşen davalarda (İstanbul 45. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/98 E. ve İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/20 E.) davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı şirkete verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine,16.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi