11. Hukuk Dairesi 2020/400 E. , 2020/6012 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.10.2019 tarih ve 2018/401-2019/600 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin duruşmalı olarak davalı şirket ve ... vekili tarafından istenmiş ise de UYAP sistemi üzerinden 17.02.2020 tarihinde davalı şirket vekili tarafından verilen duruşmadan vazgeçme dilekçesi de dikkate alınarak, dosyanın incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen davada; müvekkilinin yüksek oranda kâr verileceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalılara ödeme yaptığını ödediğini, müvekkiline yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, ancak daha sonra istenilmesine rağmen müvekkilinin parasının iade edilmediğini, davalıların Bankacılık Kanunu"na aykırı şekilde mevduat topladıklarını, SPK"na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiklerini, davalı yöneticilerin cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak suçundan yargılandıklarını ileri sürerek, geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ödenen 5.000.- TL’nin iadesine karar verilmesini istemiş; birleşen davada ise yine geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ödenen 49.000 Euro’nun iadesine karar verilmesini, olmazsa fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinden nominal değerin üzerinde fazla olarak tahsil edilen 49.000 Euro’nun ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, daha sonra birleşen davada sunduğu dilekçesiyle geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ödenen 49.000 Euro’nun iadesine karar verilmesine ilişkin talebinden feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının toplamda 51.170 Euro’yu davalı şirkete yatırdığı, davalıların herhangi bir yasal ilişkiye dayanmadan tahsil ettikleri bu bedeli iade ettiklerini ispatla mükellef oldukları, bu doğrultuda dosyaya sunulan delillere göre 14.547,26 Euro’nun iade edildiğinin anlaşıldığı, ancak davacı vekilinin sunduğu dilekçesiyle ortak olmadığının tespitine yönelik terditli isteminden feragat ettiği ve böylelikle ortaklık ilişkisini kabul ettiği, alınan bilirkişi raporlarına göre davacının hisselerinin nominal değerinin 22.234,00 TL olduğunun anlaşıldığı, yine davacının daha önce açtığı ve derdestlik nedeniyle reddedilen Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/525 E. sayılı dosyasındaki talebinden hariç olmak üzere işbu davada talebini oluşturulduğu dikkate alındığında tüm bu kısımların mahsubu ile davacının davalıdan 35.426,91 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüyle davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine yönelik talebinin reddine, 5.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; birleşen davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirket ile ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine yönelik talebinin feragat nedeniyle reddine, 30.426,91 TL"nin ilk davanın açıldığı 25.05.2007 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte birleşen dosyanın davalılarından müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Şirket ve ... vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"nun 41. maddesinde 25/03/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ""31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun"un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu ve yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir hüküm vermek üzere davalı şirket ve ... hakkındaki kararın re"sen bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı şirket ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket ve ... hakkındaki kararın re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirket ve ..."e iadesine, 23.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.