11. Hukuk Dairesi 2017/2947 E. , 2019/299 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen .../05/2016 tarih ve 2015/376-2016/159 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili tarafından yapılan 2014/90513 sayılı 7. ve 11. sınıf mallar kapsayan “SERVİS PLUS” ibareli marka tescil başvurusunun 556 sayılı KHK 7/1-b maddesi uyarınca bir kısım mallar yönünden reddedildiğini, bu karara karşı yapılan itiraz üzerine ... ... tarafından verilen kararda 556 sayılı KHK 7/1-b maddesine dayalı verilen ret kararının kaldırıldığı ancak başvuru konusu markadaki “SERVİS” ibaresinin başvuru kapsamındaki mallar bakımından ayırt edici olmaması, vasfı bildirici olması ve ticaret alanında herkesin kullanımına açık olması nedeniyle 556 sayılı KHK 7/1-a ve c bendi uyarınca marka başvurusunun reddine karar verildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, başvuru konusu ibarenin bir bütün olarak ayırt edici olduğunu, ibareye eklenen “PLUS” ibaresinin markaya yeterli ayırt edicilik kazandırdığını, kapsadığı malları tanımlayıcı nitelikte olmadığını, sadece mal ve hizmetleri çağrıştıran ibarelerin tanımlayıcı kabul edilemeyeceğini, davalı kurum nezdinde “SERVİS” ibareli tescilli markaların bulunduğunu, müvekkilinin bağlı olduğu holding bünyesinde ... dışında tescilli “SERVİS” ibareli bir çok markanın bulunduğunu, İngilizce konuşan ülkelerde de ibarenin aynı anlamda kullanılmasına karşın bu durumun marka tesciline engel oluşturmadığını ileri sürerek ... ... kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; başvuruya konu ibarenin vasıf bildirdiğini, marka algısı yaratmadığını, ayırt edici olmadığını, herkesin kullanımına açık olduğunu, kurum kararının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; "SERVİS PLUS" ibaresinin satışa arz edilen ve tüketiciler tarafından satın alınacak ürünlerin servis hizmetini içerdiği, yani satış anında ve sonrasında kurulum, yedek parça, bakım ve onarım hizmetinin ileri düzeyde sunulacağı şeklinde bir tanımlayıcılığı bildirdiği, işletmesel kaynağa işaret edecek vasıfta olmadığı, “PLUS” ibaresinin başvuru konusu ibareye yeterli ayırt edici niteliği kazandırmadığı, ibarenin başvuru kapsamındaki 7. ve 11. sınıf ürünler için herkesin kullanımına açık, tanımlayıcı anlam ve ifadeler içerdiği, başvuru konusu işaretin somut olarak ayırt edici nitelikten yoksun olduğu, sunulan delillerden işaretin kullanımla ayırt edicilik kazandığına ilişkin kanaatin oluşmadığı, başvuru konusu ibarelerin marka olarak tescilinin oluşan kanaati etkilemeyeceği, her başvurunun 556 sayılı
KHK hükümleri ve kendi şartları içerisinde değerlendirileceği, Paris Sözleşmesinin 4. mükerrer 6. maddesi ile TRIPS’ın .... maddesi hükümlerinin de uygulanma imkanı bulunmadığı, başvuru konusu ibarenin yabancı ülkelerde tescilli olmasının sonuca etki etmediği, kurum kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye ...,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14/01/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, ... ... kararının iptali istemine ilişkindir. Davacı yan, “Servis Plus” ibaresinin 7. ve 11. sınıf mal ve hizmetler için marka olarak tescili amacıyla davalı kuruma başvurmuş, başvuru, ... tarafından verilen karar ile ibarenin başvuru konusu mallar bakımından tanımlayıcı ve vasıf bildirici olduğu, herkesin kullanımına açık bulunduğu ve ayırt edicilikten yoksun olduğu gerekçesiyle nihai olarak reddedilmiş, davacı yan ise eldeki işbu iptal davasını açmıştır.
Davacının başvurusuna konu mal ve hizmet grupları içerisinde onarım, tamirat, tadilat, ikram vs. gibi hizmetler bulunmadığı gibi bu gibi hizmetleri çağrıştırma ihtimalini içeren herhangi bir mal da bulunmamaktadır. Bu anlamda, “tescil başvurusunda bulunulan malların ‘servis’ hizmeti gerektiren nitelikte mallar oldukları” ve bu nedenle ibarenin bu mallar bakımından tanımlayıcı mahiyette bulunduğu ileri sürülemez. Dava konusu başvuruya konu ibarenin diğer yönler itibariyle de marka olarak tesciline engel bir durum görünmemektedir. Nitekim, mahkemece alınan ve itibar edilmeyen bilirkişi raporunda da başvurunun tescil koşullarını taşıdığı belirtilmiştir.
Bu nedenlerle, davacının temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulması görüşündeyim.