11. Hukuk Dairesi 2017/5043 E. , 2019/1809 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 27/03/2017 tarih ve 2015/705-2017/155 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl davada davalılar/birleşen davada davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Neylan Islamoğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "Green Optik" adında gözlük üzerine .. ve...ı’da mağazaları bulunduğunu, Bayraklı mağazasını kapatıp Konak mağazasında faaliyetine devam ettiğini, davalı ..."ın 06.12.2005 tarihinden 01.01.2007 tarihine kadar müvekkilinin işçisi olduğunu, müvekkilinin Bayraklı’daki Green Optik isimli mağazasını kapatıp tahliye etmesi üzerine burayı davalıların kiralayarak "Hazar Optik" adıyla gözlük ticareti yapmaya başladıklarını, davalıların müvekkilinin Green Optik isimli işletmesinin müşterilerinin telefon ve adreslerine "Sayın müşterimiz eski Green Optik yeni Hazar Optik olarak Bayraklı Atagöz Hastanesi yanında uzman kadromuzla hizmetlerimize devam etmekteyiz-4355593" şeklinde mesajlar gönderdiğini, bastırdıkları kartvizitlerde Green Optik logosunu kullandığını, davacının resmi evrak ve tanıtım reklamında ve kartlarındaki aynı desen ve renklerle birebir benzer şekilde kartlar bastırdığını, eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğini ve müvekkilinin kâr kaybına uğradığını ileri sürerek, 10.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 11.07.2013 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini ıslah ederek 59.250,00 TL"ye çıkartmıştır.
Davalılar-birleşen davada davacılar vekili, davacı ile müvekkili ... arasında ortaklık ilişkisi olduğunu, davacının ev hanımı olduğunu ve işlerini vekaleten oğlu ..."ın yürüttüğünü, ortaklık ilişkisi konusunda taraflar arasında protokoller düzenlendiğini ve daha sonra ortaklığın tasfiyeye girdiğini, tasfiye sonucunda dava konusu dükkanın müvekkillerine kaldığını, haksız rekabete sebebiyet verecek herhangi bir eylemlerinin bulunmadığını savunmuş, birleşen davada ise taraflar arasında yapılan protokoller gereğince davalının sahip olduğu şirketin
müvekkili ile davalının ortaklık yaptığı Nisan 2006 ile Ocak 2007 tarihleri arasındaki karından, müvekkilinin hissesine isabet eden 1.000 TL kar payını ve taraflar arasında yapılan protokoller gereğince davalının sahip olduğu şirketin, ortaklık hakkına karşılık şimdilik %1 hissesinin devrine, bunun mümkün olmaması halinde müvekkilinin davalı şirketteki ortaklık hakkına karşılık şimdilik 1.000 TL bedelin davalıdan tahsiline, müvekkillerinden ..."ın uğramış olduğu manevi çöküntüye karşılık olarak 40.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın şimdilik 7000TL"sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-birleşen davada davalı vekili, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada, 10.000,00 TL yönünden haksız rekabetin gerekleşmesi nedeniyle uğranılan zarar tespiti ve bu miktara yönelik olarak dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek davalı ... ve ... Optik Medikal İnşaat ve Turizm San. Tic. Ltd.Şti. den tahsiline, 49.250,00 TL lık kısım yönünden davanın Yargıtay bozmasından sonra ıslah yapılamayacağından reddine, manevi tazminat yönünden ise TTK"nın 58 ve 818 sayılı BK"nun 49.maddesi birlikte gözetildiğinde davalı eyleminin haksız rekabet oluşturduğu, davacının iktisadi menfaatinin ihlal edildiği ve tehlikeye maruz kaldığı gözetilerek her iki tarafın maddi ve sosyal durumu dikkate alınarak 1.000,00 TL manevi tazminat isteminin yerinde olduğuna; birleşen davada ise taraflar arasında ..."ın sessiz kalarak onay verdiği kabul edilerek, düzenlendiği kabul edilen protokoller uyarınca ..."un 16.12.2006 tarihli protokol ile % 25 ortaklığın 2 yıl boyunca işletmenin devredilmemesi koşuluna bağlandığı ancak bu protokolün imzalanmasından 2 hafta sonra 01.01.2007 tarihinde işçilik haklarını alarak işten ayrıldığı yönünde iradenin olduğu ve ayrıldığı tespit edilmekle artık bu protokol uyarınca ortaklık kar payı isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalılar/birleşen davada davacılarvekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalılar/birleşen davada davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davalılar/birleşen davada davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 568,01 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 05/03/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1-Asıl dava, haksız rekabet, birleşen dava ise adi ortaklığın tasfiyesinden ... alacağın tahsili istemine ilişkindir.
2-Mahkemece, ispatlanamayan karşı davanın reddine karar verilmiş ve bu karar birleşen dosya davacısı yararına, Dairemizin 2014/556-17998 sayılı ilamı ile "davalı/birleşen dosya davacısı taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu ve sonradan protokoller ile ortaklığın tasfiyesi yoluna gidildiği ileri sürüldüğüne göre bu protokoller değerlendirilmeden, sırası gelmeyen yemin deliline dayalı olarak birleşen davanın reddi doğru değildir" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece de bozmaya uyulmuştur.
3- Bozma sonrasında yerel mahkemece, taraflar arasında 27.11.2006 ve 16.12.2006 tarihli protokoller yapıldığı ve bu protokollerin taraflar arasında adi ortaklık ilişkisini ortaya koyduğu, karşı davacının adi ortaklık ilişkisinin 2 yıl boyunca sürmesi ve işletmenin satılmaması halinde sadece kâr için öngörülen %25 ortaklık ilişkisinin %25 hisseye dönüşeceği şartının varlığı kabul edilmiştir.
4- Bununla birlikte, Mahkemece yukarıdaki gerekçeyle çelişki oluştururcasına, davalı/karşı davacının işten ayrıldığı 01.01.2007 tarihi itibariyle ortaklık ilişkisinin son bulduğu, ilişkinin 2 yıl sürmemesi nedeniyle davalının hisse talep hakkının bulunmadığı kabul edilmiş ise de, protokolün imzalandığı tarihten, son bulduğu tarihe kadar olan dönem yönünden işletmenin kârından davalıya %25 kar verileceğine ilişkin hüküm nedeniyle davalı/karşı davacıya kâr payı ödemesi yapılıp yapılmadığı kararda tartışılmamıştır. Ayrıca adi ortaklığa giriş sırasında karşı davacının, babası aracılığıyla ortaklık payı karşılığı karşı davalıya verdiğini ileri sürdüğü 50.000 TL bedelli çekin hangi amaçla verildiği hususu tartışılmaksızın karşı davanın tümden reddine karar verilmiştir.
5- Oysa Mahkemece, protokol tarihi ile tasfiye tarihi arasındaki dönem için karşı davacının kâr payı alacağının hesaplanması, ayrıca davacı/karşı davalı ..."ye, 50.000 TL bedelli çeki, ortaklık ilişkisi kapsamında davalının babasından alıp almadığının açıklattırılması ve bu husustaki defter kayıtlarının incelenerek, adi ortaklığın tasfiyesi sırasında davalı tarafa iadesinin lazım gelip gelmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, karşı davanın yazılı gerekçeyle reddini doğru bulmadığımdan, kararı onayan heyet çoğunluğunun görüşlerine bu kısım itibariyle katılmıyorum.