11. Hukuk Dairesi 2019/2435 E. , 2021/573 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 19.12.2017 tarih ve 2012/286 E. - 2017/925 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 20.12.2018 tarih ve 2018/756 E. - 2018/1558 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş ise de duruşma günü olan 26.01.2021 tarihinde davacı vekili Av. ... tarafından duruşmadan vazgeçme beyanı dikkate alınarak, dosyanın incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabından müvekkili adına düzenlenmiş ... - ... ve ... - ... ile ... - ... numaralı çeklerin davalı bankaca imza karşılığında diğer davalı ..."ye teslim edildiğini, davalı ...’nin de bu çekleri doldurarak kullandığını, müvekkilinin bundan dolayı icra takibine maruz kalarak icra baskısı altında 710.000,00 TL ödemek zorunda kaldığını, müvekkili adına düzenlenmiş olan ... - ... numaralı çeklerin 27.07.2012 tarihinde davalı ...’ye verildiğini, bu davalının çekleri alırken müvekkilinin imzasını taklit ettiğini, davalı bankanın imza kontrolü yapmadığını yine aynı şekilde 20.12.2011 tarihinde ... - ... numaralı çeklerin imza karşılığında ve ... - ... numaralı çeklerin ise bu kez davalı adına ve kendi imzasına teslim edildiğini, müvekkilinin dava konusu çekler nedeniyle protokoller yapmak zorunda kalarak çek bedellerini ödeyerek bir kısım çekleri davalı bankaya teslim ettiğini, bir kısım çeklerin ise halen üçüncü kişilerde olduğunu, davalı ... müvekkilinin amcasının oğlu olup, aralarında herhangi bir iş ortaklığının olmadığını, bu davalının dava konusu çekler haricinde kalan müvekkiline ait çekleri kasadan çaldığını, konuyla ilgili savcılığa şikayette bulunulduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 20.000 TL maddi tazminatın 17.08.2012 tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan tahsiline ve ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, dava konusu koçanlara ait çeklerin teslim alındığının davacının kabulünde olduğunu, zira savcılıktaki şikayet dilekçesinde, çeklerin kasadan çalındığını bildirdiğini, davacının bilgi ve talimat vermesinden sonra herhangi bir ödeme yapılmadığını, imzaya itiraz ederek bu çeklerle ilgili üçüncü kişilere borçluluk durumunu sonlandırabileceğini, müvekkili hakkındaki maddi ve manevi tazminat isteminin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın çek koçanını davacının rızası dışında diğer davalı ..."a teslim ettiği ileri sürülmüş ise de, davacı tarafından İstanbul C. Başsavcılığına verilen 05.01.2012 tarihli şikayet dilekçesinde davalı ..."ın şirket kasasında bulunan boş çek yapraklarını alarak imza atıp piyasaya dağıttığı, 29 adet çek yaprağının bu şekilde piyasada kullanıldığının ifade edildiği, bu durumda davacının davalı banka ile ilgili iddiasının yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, davacının zararına dayanak olarak gösterdiği çek koçanlarında dava konusu edilmeyen bazı çeklerin hesabından ödenmiş olduğundan davacının aynı çek koçanında seri numaraları belirtilen bir takım çeklere itiraz etmeyerek ödemiş bulunması karşısında dava konusu çeklerin de davalı ... tarafından kullanılmasına zımni icazetinin bulunduğu, bu nedenle her iki davalıdan maddi tazminat isteminde bulunamayacağı, ödenen çeklerin iş yoğunluğu içinde fark edilmeyerek sehven ödeme yapıldığı ileri sürülmüş ise de, basiretli tacir davranışı dikkate alındığında bu iddianın yerinde görülmediği, kaldı ki alacaklı üçüncü kişilere yapılacak ödeme aşamasında davacının imza itirazında bulunarak borçtan kurtulabileceği mümkün iken bunu yapmadığı, çek bedellerini çekincesiz ödediği, manevi tazminat koşulları oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının zararına dayanak olarak gösterdiği çek koçanlarında dava konusu edilmeyen bazı çeklerin hesabından ödenmiş olduğu, davacı ile davalı ... arasındaki ortaklık ve yakın akrabalık ilişkisi birlikte değerlendirildiğinde, davacının iddiasının yerinde olmadığı gibi, istinaf aşamasında yeni delil ileri sürülemeyeceği geekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin ücret-i vekalete yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, Davacı tarafça 03.06.2013 havale tarihli dilekçe ile dava değeri 500.000,00 TL olarak belirlenip, işbu değer üzerinden harcın ikmal edildiğinin anlaşılması karşısında, mahkemece anılan husus nazara alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan ...Ü.T uyarınca vekalet ücreti takdiri gerekirken gerekçesi de belirtilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.