11. Hukuk Dairesi 2021/146 E. , 2021/6345 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 08.06.2016 gün ve 2014/2626 - 2016/1253 sayılı kararı bozan Daire"nin 19.12.2018 gün ve 2017/3325 - 2018/6735 sayılı kararı aleyhinde asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla,
dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili asıl davada, davacı ..."in diğer davacı şirketin imza yetkisi ile donatılmış şirket müdürü olduğunu, Adana 14.İcra Müdürlüğünün 2014/7840 esas sayılı takip dosyasında borçlu görünen ... ..."ın ise daha önce davacı şirket muhasebecisi iken 18.08.2011 tarihinde şirket ortağı olduğunu, ..."in şirketi temsil yetkisi bulunmadığını, 2014/7840 esas sayılı icra takibinin dayanağı olan iki ayrı çek üzerinde davacılar adına atılmış olan keşideci ya da ciro imzalarının davacı şirketi temsil yetkisi olan davacı ...’e ait olmadığını, söz konusu imzaların ... ... tarafından atıldığını, buna davacı şirket yetkilisinin onayının bulunmadığını, Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün 2014/7840 esas sayılı takibi ve dayanağı olan çekler nedeni ile borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili birleşen davada, asıl davadaki gerekçelerle ... ..."ın şirketi temsil ve imza yetkisi olmadığı halde şirket adına çek keşide ettikten sonra diğer davacı ... adına ciro yaptığı çeklerde kendisini lehtar gösterdiğini, bu çeklere dayalı Adana 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/8844 esas sayılı icra takibinin yapıldığını, itiraz edemedikleri için takibin kesinleştiğini, dolayısıyla bu icra takibine konu çekler nedeni ile borçlu olmadıklarının tespitine kötü niyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl davada ve birleşen davada, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen hükmün asıl ve birleşen davanın davacıları tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nce bozulmasına karar verilmiştir.
Bu kez, asıl ve birleşen davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve özellikle her ne kadar Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 19.12.2018 tarih, 2017/3325 esas ve 2018/6735 karar sayılı ilamında, davacı ...’in şirket temsilcisi olarak ve kendisi de ciro imzası kullanarak dolandırıcılık yaptığına dair kamu davası ile de muhatap olmadığı bildirilmiş ise de, mahkemece inceleme yapılırken tüm dava dosyası kapsamının (icra takip dosyaları, tarafların iddia ve savunmaları vs.) ve davacı ... hakkında açılan tüm ceza dava dosyası kapsamının (ifadeler, beyanlar, raporlar, mahkemece verilen ya da yeniden verilecek karar) değerlendirilecek olmasının tabi bulunmasına göre asıl ve birleşen davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 154,70 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 1.041,90 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen asıl ve birleşen davada davalıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 18/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.