11. Hukuk Dairesi 2019/2201 E. , 2020/526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada...4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/03/2018 tarih ve 2017/47 E- 2018/95 K. sayılı kararın davalı Şirket ve davalı TPMK vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair...Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 15/03/2019 tarih ve 2018/918 E- 2019/278 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı Şirket ve davalı TPMK vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dünyanın en büyük mobilya alışveriş merkezi "Mobiliyum" markası ile tanınmış hale geldiğini, davalının müvekkili markası ile benzer olan "mobilimo" şeklinde iltibas oluşturacak marka başvurusuna itirazlarının reddedildiğini, markaların benzer olduğunu ileri sürerek TPMK YİDK’nın 28.11.2016 tarih ve 2016-M-11626 sayılı kararının iptali ile davalı şirket adına tescil edilen 2015/70322 başvuru numaralı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, taraf markaları arasında benzerlik olmadığını, dava konusu kararın yerinde olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalının "şekil+moBiLimo mobilya alışveriş merkezi" ibareli başvuru markasıyla davacının "mobiliyum" ibareli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, 556 sayılı KHK"nın 8/1 maddesindeki koşulların oluştuğu, bu nedenle bilirkişi raporunun iltibas yoktur değerlendirmesine itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, 2016-M-11626 sayılı YİDK kararının iptaline, 2015/70322 sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilmiş, karara karşı, davalı TPMK vekili ile davalı şirket vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu, bu kapsamda yapılan değerlendirme sonucunda davalının "şekil+moBiLimo mobilya alışveriş merkezi" ibareli başvuru markasıyla davacının "mobiliyum" ibareli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesindeki iltibasın oluştuğunun belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı şirket ve davalı TPMK vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili ile davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka başvurusuna yapılan itirazın reddine dair TPMK YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemlerinin ilişkin olup, mahkemece, davacıya ait ""Mobiliyum"" esas ibareli markası ile davalı şirkete ait ""Mobilimo"" ibareli başvuru markası arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi kapsamında karıştırılma ihtimali olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b. maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin varlığı değerlendirilirken, markaların birbirlerine olan görsel, sescil ve kavramsal benzerlikleri yanında, markaya konu unsurların ayırt edicilik gücü de dikkate alınmalıdır. Bu anlamda, markalarda yer alan ve tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden kimsenin tekeline verilemeyecek olan tanımlayıcı ibareler karşılaştırmada dikkate alınamaz. Tanımlayıcı olmamakla birlikte tanımlayıcılığa yakın olan ibareler yönünden ise koruma düzeyinin düşük tutulması gerekir. Esasen tanımlayıcı olmakla birlikte, KHK"nın 7/son maddesi uyarınca kullanım sonucu ayırt edici kılınmakla marka olarak tescili sağlanan ibarelerin, sadece tescilin sağlandığı gerekçesiyle, kullanım tekeli kimseye bırakılamaz.
Somut olayda, davacıya ait ""Mobiliyum"" esas ibareli markaları ile davalı şirkete ait ""Mobilimo"" ibareli marka başvurusunun mobilya emtiaları yönünden tanımlayıcılığa yakın ibareler olduğu, ""mobilya"" kelimesinden türetilen bu ibarelerin mobilya emtiaları yönünden markaları farklılaştıran sescil ve görsel farklılığa sahip oldukları bu sebeple mobilya emtiaları yönünden markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kabul edilerek hüküm kurulması gerekirken hatalı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu husus hükmün davalılar yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekili ile davalı şirket vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 20/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.