11. Hukuk Dairesi 2019/2922 E. , 2020/867 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 22/03/2018 tarih ve 2016/449 E. - 2018/92 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi"nce verilen 11/02/2019 tarih ve 2018/1246 E. - 2019/103 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı bankanın ....Şubesi arasında 02/07/2014 tarihinde 10.000.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin bu sözleşme gereğince kullandığı kredinin 09/12/2014 tarihinde 6 kalem halinde defaten ve peşinen erken kapama yolu ile tamamen ödediğini, yapılan bu erken kapama nedeniyle müvekkilinden toplam 426.999,39 TL erken ödeme komisyonu alındığını,davalının hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak keyfi bir değerlendirme ile ortalama % 7,37 oranında erken ödeme komisyonu tahsil ettiğini, 02/07/2014 tarihli genel kredi sözleşmesinin 2.8.1 maddesinde erken ödeme ile ilgili bir düzenleme yapıldığını,bu maddenin hiç bir objektif esas ve kriter içermediğini, müvekkilinin erken ödemeyi aynı gün yaparak borcun tamamını kapattığını, yapılan bu kesintinin hukuka aykırı olduğunu belirterek erken ödeme komisyonu adı altında alınan 426.999,39 TL"nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 22/07/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; açılan davanın haksız olduğunu, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili tarafından tahsil edilen erken kapama komisyonunun hukuka, kanuna, Yargıtay kararlarına ve sözleşmeye uygun olduğunu, sözleşmede erken ödeme hususunun düzenlendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada, taraflar arasındaki sözleşmede erken ödeme durumunda bir oran kararlaştırılmamış olduğundan Türkiye genelinde faaliyet gösteren bankaların benzer kredilerdeki erken ödeme komisyonuna yönelik uygulamaları tespit edilmiş ve yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda erken ödeme ücreti olarak %3,65 oranının makul olduğu tespit edilmiş, tespit edilen bu oran mahkemece uygun görülerek davalı bankanın davacıdan 176.596,68 TL fazladan erken ödeme ücreti tahsil ettiği kabul edilerek bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; bankaların ticari sözleşmenin erken sonlandırılması nedeniyle bir miktar erken ödeme komisyonu talep edebileceği, ancak bankanın bu talepte bulunabilmesi için erken ödeme komisyonu talep edebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunması gerektiği, ancak sözleşmede bir oran belirtilmemiş ise Yargıtay uygulamaları doğrultusunda Türkiye genelinde bankaların benzer krediler nedeniyle erken ödeme ücreti olarak talep ettikleri oranların ortalaması alınmak suretiyle bankanın tahsil edebileceği oran belirlenmesi gerektiği, bilirkişi raporu kapsam ve niteliği itibariyle hüküm vermeye elverişli olup belirlenen oranın hakkaniyete uygun olduğu, her ne kadar davacı tarafça bilgi teslim formu ve tutanağı incelemeye fırsat verilmeden sözleşmenin mecburen imzalandığı belirtilmiş ise de, davacı tacir olup işlemlerinde basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğundan sözleşmeyi incelemeden imzalamaya mecbur bırakıldığı iddiasında bulunamayacağı, yine davacı cevap dilekçesinde davalı bankanın %2 oranında erken kapama ücreti alınabileceğini kabul ettiğini belirtmiş ise de, dilekçede bu yönde bir kabul bulunmayıp bu orandan Yargıtay uygulamaları açıklanırken bahsedildiği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 9.047,49 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.