11. Hukuk Dairesi 2019/3384 E. , 2020/1146 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 27/03/2019 tarih ve 2019/12-2019/300 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde kredi mektuplu döviz tevdiat hesabının bulunduğunu, bu hesabın kişisel bir hesap olduğunu, Almanya’da cezaevinde bulunduğu sırada boşandığı eşi tarafından 20.3.1998 tarihinde 4.450 DM, 7.5.1998 tarihinde ise 29.000 DM olmak üzere hesaptan para çekildiğini, imzasının taklit edildiğini, vekaleti bulunmadığını, hesabın çekilebilmesi için gerekli pasoport ve kredi sözleşmesi asıllarının eşi tarafından bankaya bilgisi dışında sunulduğunu, davalının gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını iddia ederek, 29.450 DM asıl alacak ve 17.740 DM mevduat faizinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, istemin zamanaşımına uğradığını, takibe konu paranın 20.3.1998 ve 9.5.1998 tarihlerinde sözleşme şartlarına uygun olarak kredi mektuplarının aslı, hesap sahibinin pasaportu ve diğer bilgiler dahilinde imza karşılığı ödendiğini, davacının iddia ettiği şekilde bir ödeme olasılığında ise müvekkilinin kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, 16/11/2014 tarihli bilirkişi raporunda dava tarihi itibariyle toplam borcun 38.881,87 DM olduğu, bu tutarın 1.95583 pariteden karşılığının 19.879,98 EURO olduğu, ancak Hukuk Genel Kurulunun kararında da belirtildiği üzere hesaptan usulsüz çekilen para nedeniyle davacı tarafın %50 müterafık kusurlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 9.969,99 EURO"nin dava tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının Euro cinsinden bir mevduata uyguladıkları en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, kredi mektuplu döviz tevdiat hesabından sahte imza ile para çekilmesinden dolayı tazminat istemine ilişkin olup, Dairemiz 14.12.2009 tarih, 2008/8456 Esas, 2009/12893 Karar sayılı bozma ilamında davalı bankadan paraların çekilmesi eyleminde kendisine düşen önlemleri almayan davacının ağır kusurlu olduğu benimsenmiş olup, bu durumda; davacıya davalı bankaya nazaran daha fazla kusur verilmesi gerekirken, tarafların eşit kusurlu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilininin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.