11. Hukuk Dairesi 2019/3390 E. , 2020/1171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 28/03/2019 tarih ve 2016/697-2019/276 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ... şirketinin sigortalısı olan davalı şirket için düzenlenen çeşitli sigorta poliçeleri nedeniyle 80.187,14 TL sigorta prim borcunun ödenmesi için davalıya ihtarname tebliğ edildiğini, ancak ödenme yapılmaması nedeniyle genel haciz yoluyla takip yapıldığını, icra takibine itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek icra takibine itirazın iptalini, takibin devamını ve alacağın % 40"ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketçe düzenlenen poliçelerin yine davacı tarafından iptal edilmesi sebebiyle müvekkilinin borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini ve % 40"tan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, 16.01.2018 tarihli ek raporda davacının 56.066,79 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacı tarafa verilen süre içerisinde davacı vekilinin hangi poliçeler nedeniyle ne miktarda alacaklı olunduğunun ve hangi zeyilnameler nedeniyle ne miktarda prim iptali yapıldığı hususunun açıklanması için sunulan belgeler kapsamında 16.01.2018 tarihli raporda yapılan tespiti değiştirecek mahiyette herhangi bir poliçe ya da zeyilnamenin sunulmadığı, bu itibarla 16.01.2018 tarihli ek rapora itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle, Denizli 3. İcra Müdürlüğünün 2009/7068 E. sayılı takibine vaki itirazın kısmen iptali ile takibin 56.066,79 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit olmadığından tazminatın hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava sigorta prim borcunun tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece bilirkişi ek raporu nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda, davacı tarafından dosyaya dava konusu alacak istemine dayanak olarak sunulan poliçelere istinaden düzenlenen ve önceki tarihli bilirkişi raporlarında değerlendirilen 8.455,99 TL"lik, 6.649,23 TL"lik, 305,41 TL ve 96,80 TL"lik zeyilnamelere neden itibar edilmediği anlaşılamamaktadır.
Şu halde mahkemece, dosyada yer alan tüm zeyilname ve poliçeler alanında uzman bilirkişi vasıtasıyla düzenlenecek denetime elverişli raporda birlikte ele alınıp, her bir poliçe nezdinde davalının prim borcunun ne kadar olduğu tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, uyulan bozma ilamına rağmen denetime elverişsiz bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı taraf yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,10/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.