11. Hukuk Dairesi 2019/2991 E. , 2020/1249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/03/2018 tarih ve 2017/305 E- 2018/56 K. sayılı kararın Davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 12/04/2019 tarih ve 2018/996 E- 2019/448 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "KARALİA” ibareli çok sayıda tescilli tanınmış markası bulunduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali olan “KARELIA” ibareli 2016/40942 sayılı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysaki davacının 120 yılı aşkın süredir Yunanistan’ın en büyük tütün üreticisi ve ihracatçısı olduğunu, 60’dan fazla ülkede faaliyet gösterdiğini, “KARELİA” ibareli markalarını hem dünya çapında hem de Türkiye’de uzun yıllardır kullandığını, dünya çapında tanınmış bir marka olduğunu, ayrıca 4207 sayılı Kanun’a göre de tütün ürünleri üzerinde kullanılan bir markanın başka bir mal ve hizmet üzerinde kullanılmasının yasak olduğunu, başvurunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek 2017-M-5319 sayılı TPMK YİDK kararının iptaline, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davalının merdiven, sanayi tipi özel erişim ekipmanları imal eden ve satışı ile iştigal ettiğini tüketici kitlelerinin farklı olduğunu, davalının Rusya ve Finlandiya pazarını hedeflediğini, bu nedenle her iki ülke topraklarında yer alan ve her iki toplum tarafından da önem verilen Karelia Cumhuriyeti’nin adını kullanmak için bu adı marka olarak seçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı kurum vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, tarafların markaları kapsamındaki mal ve hizmetlerin farklı olduğu, fonetik olarak karıştırılma ihtimalinin olmadığı, markalar arasında görsel anlamda farklılaşacak unsurların bulunduğu davalı başvurusu ile davacı markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma tehlikesinin olmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.