11. Ceza Dairesi 2018/1483 E. , 2020/4413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgeyi bozma, yok etmek veya gizlemek
HÜKÜM : Mahkumiyet
Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 21.maddesi ile 5271 sayılı CMK"nin 291.maddesinin 1.fıkrasında düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemelerinin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"nin 305 ila 326.maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK"nin 310.maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması, kanun yoluna ilişkin süreler konusunda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda farklı düzenlemelere yer verilmesi, 7035 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra temyiz süresi konusunda tereddütlerin hasıl olması ve ilk derece mahkemelerince yanıltıcı ifadeler kullanılmasının, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13/10/2015 gün ve 2015/11-120 Esas, 2015/313 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere avukatlar da dahil olmak üzere başvurucuların kanun yolunda yanılmalarına sebep olduğu gibi Anayasa Mahkemesi"nin 09/06/2016 tarihli kararına göre bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde bulunması nedeniyle, sanığın 01.11.2017 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü gerektiği değerlendirilerek yapılan incelemede;
Her ne kadar mahkemenin 20.11.2012 tarih 2012/36 ve 2012/572 karar sayılı ilamı Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 22.06.2016 tarih 2016/6725 esas ve 2016/5507 karar sayılı ilamıyla, nüfus cüzdanında bulunması gereken unsurları taşımayan belgenin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturmayacağı ancak resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek suçunu oluşturacağı gerekçesiyle bozma kararı verildiyse de;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14.11.2017 tarih ve 2017/866 Esas-2017/466 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere;
5237 sayılı TCK"nin 205. maddesindeki "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek” suçunun oluşabilmesi için belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte belgenin maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanaklarının ortadan kaldırılması ya da belgenin tamamen yok edilmesi gerekeceği, somut olayda sanığın nüfus cüzdanındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan belgedeki orjinal fotoğrafı çıkararak farklı fotoğraf yapıştırmak suretiyle tahrifat yapmaktan ibaret eyleminde; 5237 sayılı TCK"nin 205. maddesinde düzenlenen suçun değil, unsurlarının oluşması halinde aynı Yasanın 204/1. maddesindeki suçun oluşacağı, dosya arasında bulunmayan ancak Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 22.06.2016 tarihli 2016/6725 esas ve 2016/5507 karar sayılı daha önceki bozma kararında heyetçe yapılan gözlemde; suça konu nüfus cüzdanı üzerinde mühür izinin bulunmadığının belirtildiği ve mahkeme gözleminde; mührün silindiği, okunamadığı, fotoğraf üzerinde soğuk damganın olmadığının belirtilmesi karşısında; suça konu nüfus cüzdanının aldatma kabiliyetinin olmadığı anlaşılarak unsurları itibariyle oluşmayan "resmi belgede sahtecilik" suçundan beraati yerine, "resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek" suçundan mahkumiyetine hükmolunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.