11. Ceza Dairesi 2018/1030 E. , 2021/12226 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter, kayıt ve belgeleri gizleme
1)213 sayılı VUK"nin 139. maddesine göre; vergi incelemeleri, esas itibarıyla incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılır. İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin iş yerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede yapılabilir. İş yeri faal olan mükelleflere, defter ve belgelerin vergi dairesine getirilmesi için yapılan tebligatlar usulüne uygun olmadığından suçun unsurları oluşmayacaktır. Somut olaya gelince, vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesi için çıkartılan tebligatın, 19.06.2013 tarihinde iş yeri adresinde sanığın çalışanı ..."e tebliğ edildiği, ancak faaliyetin devam edip etmediği hususunun belirlenmediği ve incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenler tespit edilmediği için, defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla ibraz edilmek üzere denetmenlik adresine getirilmesi istenerek sürecin mükellef aleyhine tersine çevrilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti açısından; öncelikle suç tarihinde şirketin hesaplarının dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı VUK’nin 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin, iş yerinde faaliyetin devam edip etmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, iş yeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespit varsa belgesinin istenmesi sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması,
2)Kabule göre de;
a)Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunda, suç tarihinin ibraz için verilen yasal sürenin bitimini izleyen tarih olacağı gözetilmeden, ""04.07.2013"" yerine ""25.06.2014"" olarak yanlış gösterilmesi,
b)28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5271 sayılı CMK"nin 231/8. maddesine eklenen "denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğine" dair hükmün, suç tarihinde yürürlükte bulunmadığı ve sanığın adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın CMK"nin 231/6-a maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmediği gözetilmeden, CMK"nin 231. maddesinin uygulanmasına engel sabıkası bulunmayan ve bir daha suç işlemeyeceği hususunda oluşan kanaat nedeniyle cezası ertelenen sanık hakkında, "daha önce hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip denetim süresinin devam ettiği" şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
c)5237 sayılı TCK"nin 51/3. maddesinde düzenlenmiş bulunan “Cezası ertelenen hükümlü hakkında bir yıldan az üç yıldan fazla olmamak üzere bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkum olunan ceza süresinden az olamaz.” hükmü uyarınca sanık hakkında belirlenen denetim süresinin 15 aydan az olamayacağının gözetilmemesi,
d)Sanığın mahkûmiyetine karar verildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu avukatlık ücretine hükmolunmaması yasaya aykırı,
e) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 13.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.