Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/14402
Karar No: 2020/1486
Karar Tarihi: 18.02.2020

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/14402 Esas 2020/1486 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/14402 E.  ,  2020/1486 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Dairemizin 19.02.2014 tarih 2013/23785 Esas ve 2014/2910 Karar sayılı bozma kararı sonrası yapılan yargılamada, sanığın savunmasının alınmasına yönelik yazılan talimat müzekkeresine sanığın duruşmada bildirdiği son adresi yerine, eski adresinin yazıldığı, talimat mahkemesince sanık adına çıkartılan duruşma tarihi ve saatini bildirir davetiyenin usulüne aykırı olarak 26.03.2014 tarihinde TK’nin 21/2 maddesine göre muhtara tebliğ edildiği; sanık hakkında çıkarılan zorla getirme kararının sanığın adreste bulunamadığından bahisle yerine getirilemediğine dair kollukça tutulan 01.07.2014 tarihli tutanakta sanığın belirtilen adreste ikamet etmediği, Pursaklar ilçesinde ikamet ettiğinin belirtilmesine rağmen, talimat mahkemesince açıklanan nedenlerle bila ikmal iade edilen talimat evrakı sonrası mahkeme tarafından sanığın bildirdiği adresine duruşma tarihi ve saatini bildirir usulüne uygun tebligat yapılmadığı anlaşıldığından; bozma ilamı da eklenip “dosyanın yeniden ele alındığı ve duruşmaya gelmediği yokluğunda karar verileceği” uyarısı yazılarak duruşma tarihi ve saatiyle birlikte Tebligat Kanununun 21/1. maddesi uyarınca bildirdiği adreste sanığa usulüne uygun olarak tebligat yapılması, sanık geldiğinde diyeceklerinin sorulması gerektiği gözetilmeden, bozma kararına uyulmasına karar verildiği hâlde, duruşma tarihi ve saati usulüne uygun şekilde kendisine bildirilmeyen sanığın yokluğunda hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,

    2-Sanığın, Hüseyin Göl adına sahte bono tanzim ederek katılan şirkete vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, suça konu senetlerle birlikte seri halde başka senetlerin de Hüseyin Göl tarafından ticari ilişkisi nedeniyle düzenlenip kendisine verildiğini, iki adet senet dışındaki diğer senetlerin de kendisi tarafından ticari ilişki kapsamında katılan şirkete verildiğini, bu senetlerle ilgili Hüseyin Göl tarafından zamanında ödemeler yapıldığını, her hangi bir itiraz olmadığını ve senet asıllarının katılan şirkette bulunduğunu savunması, senet keşidecisi Hüseyin Göl"ün de katılan Baran Boya ile sanık ..."u tanıdığını ve sanıkla ticari ilişkisi olduğunu kabul etmesi ve soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunun Hüseyin Göl"ün huzurda alınmış mukayese yazı ve imzaları üzerinden düzenlendiği ve bu haliyle eksik ve yetersiz olduğunun anlaşılması karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; katılan Baran Boya yetkililerinin tanık sıfatıyla dinlenerek sanığın savunmaları ve temyiz dilekçesi ekinde sunduğu senet ekstresi içeriği doğrultusunda, aynı hukuki ilişkiye ilişkin keşidecisi Hüseyin Göl olan başkaca senetler verilip verilmediği ve bu senet bedellerinin ödenip ödenmediği hususlarının sorulması, sanığın ve Hüseyin Göl"ün suç tarihinden önce ve sonrasına ait samimi imzalarını içerir belgelerin ve katılan şirkete aynı hukuki ilişki içerisinde verildiği iddia olunan diğer senet asıllarının da temin edilerek suça konu bonolardaki yazı ve imzaların sanık veya Hüseyin Göl"e ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
    3-Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarihli 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK"nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve bir suç işleme kararının icrası kapsamında 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi ve aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, suça konu senetlerin sanık tarafından farklı tarihlerde katılan şirkete verildiğinin tespit edilmesi halinde zincirleme şekilde işlenmiş resmi belgede sahtecilik suçunu, aynı anda verildiğinin tespit edilmesi ve farklı zamanda düzenlendiklerine ilişkin delil bulunmaması halinde, fiilin bütünüyle tek resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ancak belge sayısı nedeniyle temel cezanın alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesi gerektiği gözetilerek, eksikliklerin tamamlanmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı
    4-Kabule göre de;5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi