Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/748
Karar No: 2020/2653
Karar Tarihi: 03.06.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/748 Esas 2020/2653 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/748 E.  ,  2020/2653 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    No : 2018/1457-2018/1359
    İlk Derece
    Mahkemesi : İstanbul 22. İş Mahkemesi
    No : 2015/328-2017/193

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı kurum vekili; davalı işyerine ait işyeri sigortalılarından ...’un 04.09.2008 tarihinde geçirdiği trafik iş kazası sonucu sigortalıya 115.400,98 TL ilk peşin sermaye değerli sürekli iş göremezlik geliri bağlandığını, 4.096,92 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini, 8.289,91 TL hastane masrafı yapıldığını, böylelikle kurum zararının 127.787,81 TL’ye ulaştığını iddia ederek şimdilik 12.778,78 TL’nin gelirlere onay, masraflara sarf ve ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekili, duruşmadaki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, "tüm dosya kapsamında ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda; kazanın 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 13. maddesi kapsamında bir iş kazası olduğu, kaçınılmaz olmadığı ve öngörülebilir ve alınacak tedbirlerle önlenebilir olduğu, bir kasıt saikı bulunmadığı, işveren ... İstanbul Pazarlama ve Üretim Bölge Müdürlüğünün % 80 oranında asli kusurlu olduğu, çalışan ..."un da %20 oranında tali kusurlu olduğu, kazanın oluşumunda başkaca kimsenin kusurlu davranmadığı anlaşıldığı" gerekçesiyle,
    Davanın kabulüne, sürekli iş göremezlik ödemesi alacağı olan 92.320,78 TL" nin onay tarihi olan 18/01/2012 tarihinden itibaren, geçici iş göremezlik alacağı olan 3.277,54 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren, tedavi masrafı alacağı olan 6.631,93 TL" nin sarf tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Davacı Kurum vekili istinaf başvurusunda; davalı işverenin %100 kusurdan sorumlu olması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
    Davalı vekili, tazminat davasındaki kusur ile mahkemedeki kusur oranı arasındaki çelişkinin giderilmediğini, kazanç hesabında alınan ücretin fahiş olduğunu, müvekkil kurumun gerekli önlemleri aldığını, sigortalı çalışanın kısa sürede iyileştiğini, davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    B-BAM KARARI
    Davacı Kurum ve davalı vekillerinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/ 1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı Kurum vekili ile davalı vekili istinafta ileri sürülen sebeplerle kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava; 04/09/2008 tarihli iş kazası sonucu sürekli işgöremez durumuna giren sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin, geçici iş göremezlik ödeneği ile tedavi giderleri ödemelerinden oluşan kurum zararının tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunu"nun 26. maddesidir.
    Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
    Eldeki davada, davalı işverene ait fabrikada transport, toz emme ve bazı makinelerin söküm işinde oluşturulan ekipte görevlendirilen sigortalının fabrikanın orta katında bulunan ve askı elemanları ile tavana yakın kısımdaki toz emme sistemine ait boru havalandırma borularının sökülmesi saha görevlisi olarak çalıştığı sırada fabrikanın orta katında bulunan ve askı elemanları ile tavana yakın kısımdaki toz emme sistemine ait boruları ek yerinden ayırmakta iken boruların bağlantı yerinden aniden ayrılması sonucu borunun yön değiştirerek üzerinde bulunduğu platformun devrilmesine ve dengesini kaybederek yüksekten zemine düşerek ağır şekilde yaralanması ile sonuçlanan dava konusu kazayla ilgili Mahkemece alınan kusur raporunda, davalı işverene %80, sigortalıya ise %20 kusur izafe edildiği anlaşılmıştır.
    Öte yandan aynı iş kazası nedeniyle sigortalının işveren aleyhine açtığı, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen maddi-manevi tazminat davasında ise; davalı işveren %70, sigortalı %30 oranında kusurlu bulunmuş olup, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin sonuca gidildiği anlaşılmıştır.
    Her ne kadar şahsın tazminat davasında kesinleşen kusur raporu, davada taraf olmayan Kurum tarafından açılan eldeki rücuan tazminat davasında bağlayıcı olmasa da kuvvetli delil olduğundan Mahkemece, maddi-manevi tazminat davası ile eldeki davada kusura ilişkin bilirkişi raporlarının birbiriyle çelişkili olduğu nazara alınarak, dosya içeriğindeki tüm delillerin takdiri ile, kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda iş kazasının olduğu meslek kolu ile iş ve işçi güvenliği konusunda uzman bilirkişi kurulundan mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde yeniden kusur raporu alınarak sonuca gidilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 03/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi