Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/466
Karar No: 2020/4211
Karar Tarihi: 01.07.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/466 Esas 2020/4211 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı Kurum, bir iş kazasında %11.2 oranında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile yapılan hastahane masraflarının rücuan tahsilini istemiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, davacı Kurum'un temyiz itirazları kabul edilerek, hüküm bozulmuştur. Mahkemede, davalı şirket ile dava dışı bir şirket arasındaki hukuki ilişkinin (asıl-alt işverenlik) varlığı araştırılmaksızın dosyanın bilirkişiye sevk edildiği ve hükme esas alınan kusur raporunda dava dışı şirketin asıl işveren olarak kabul edilmesine rağmen, dava dışı şirkete herhangi bir kusur izafesi yapılmadığı belirlenmiştir. Dosya kapsamında davalı işyeri ortağı ve yetkili müdürünün SGK müfettiş raporunda alınan ifadesinde, ... hat toplama işini yaptıklarının anlaşılması karşısında, dava dışı şirketin asıl işveren olup olmadığı belirlenerek bu kapsamda dava dışı şirket ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişki ve asıl işverenlik-alt işverenlik sıfatları incelenmelidir. Bu bağlamda, 5510
10. Hukuk Dairesi         2020/466 E.  ,  2020/4211 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı Kurum, 25.07.2010 tarihli iş kazasında %11.2 oranında sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile yapılan hastahane masraflarından oluşan kurum zararının rücuan tahsilini talep etmiş olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"dur.
    5510 sayılı Kanun"un iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 21"inci madde hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumu"na karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
    Olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun"un 12. maddesi hükmüne göre alt işveren, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
    Asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığı için, öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverinin işverenlik sıfatına sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
    İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
    Alt işveren sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da, işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
    Eldeki davada Mahkemece; davalı şirket ile dava dışı ...A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin (asıl-alt işverenlik) varlığının araştırılmaksızın dosyanın bilirkişiye sevk edildiği anlaşılmıştır. Yine. Mahkemece hükme esas alınan 01.01.2019 tarihli kusur raporunda dava dışı ...A.Ş."nin asıl işveren olarak kabul edilmesine rağmen, ...A.Ş."ye herhangi kusur izafesi yapılmamış olup, Mahkemece de iş bu kusur raporu hükme esas alınmak suretiyle yanılgılı değerlendirme ile karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamında davalı işyeri ortağı ve yetkili müdürünün SGK müfettiş raporunda alınan 03.01.2013 tarihli ifadesinde, ... hat toplama işini yaptıklarının anlaşılması karşısında, ...A.Ş.nin asıl işveren olup olmadığı belirlenerek bu kapsamda ...A.Ş ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişki ve asıl işverenlik-alt işverenlik sıfatları irdelenip, belirlenmeli, bu kapsamda varsa taraflar arasındaki sözleşme, belge ve diğer deliller dosya arasına getirtilmeli; ...A.Ş ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişki ve asıl işverenlik-alt işverenlik sıfatları belirlendikten sonra olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden bu çerçevede yeniden uygun bir kusur raporu alınmalı, ve varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi