Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3599
Karar No: 2021/12162

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/3599 Esas 2021/12162 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, Kurumun annesi üzerinden aldığı yetim aylığının kesilmesine karşı dava açtı. Davacı boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığını belirterek aylığın yeniden bağlanması ve borçlu olmadığının tespiti istedi. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar verdi. İstinaf mahkemesinin de reddi üzerine yapılan temyiz başvurusunda, davanın daha detaylı incelenmesi gerektiği belirtildi. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinde düzenlenen boşandığı eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsendi. Mahkeme bu olguyu araştırmadığı için karar bozuldu. Sonuç olarak, davacının temyiz itirazları kabul edilerek, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin reddi yönündeki kararı kaldırıldı ve davacının istemi kabul edildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. ve 59/2. maddeleri incelenmiştir.
10. Hukuk Dairesi         2021/3599 E.  ,  2021/12162 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    No : 2019/1877-2021/85
    İlk Derece Mahkemesi : ... 5. İş Mahkemesi

    Dava, ölüm aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali, yeniden aylık bağlanması ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı Kurumdan 01.11.2008 tarihinden itibaren emekli sandığına bağlı annesi üzerinden yetim aylığı aldığını, Kurumca müvekkilinin eşiyle muvazalı boşandığı gerekçesiyle yetim aylığının kesildiğini, müvekkilinin boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığını, boşanmanın muvazalı olmadığını beyanla, davalı kurum işleinin iptaline, davalı Kurumca kesilen yetim aylığının kesilme tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte ödenmeyen maaşların tekrar bağlanarak ödenmesine, davalı Kuruma 57.384,34 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı kurum vekili, talebin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    "Davanın reddine" karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    "Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine" karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğini saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, medula sisteminden araştırma yapılmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Eldeki davada, Kurum denetim raporu ve ekleri, abonelik kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığından bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmakta ise de; verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalı bulunmuştur. Mahkemece yapılması gereken iş; borç konusu dönemi kapsayacak şekilde davacının ve boşandığı eşinin adres kayıtları getirtilerek, her ikisinin de (davacının ve boşandığı eşinin) kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı emniyet araştırması yapıldıktan ve seçmen kayıtları da getirtildikten sonra, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığında şüphe bırakmayacak şekilde ortaya konularak hüküm kurulmalıdır.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Üye ..."ın muhalefetine karşı, Başkan ..., Üyeler ..., ... ve ..."nın oylarıyla ve oyçokluğuyla, 13.10.2021 gününde karar verildi.
    KARŞI OY
    Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın 2002 tarihinde eşinden boşanmıştır. Davacı kadına ölen babadan 2002 tarihinde bağlanan yetim aylığı boşandığı eşi ile fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca aylıkları kesilmiş ve ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır.
    Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/5098 Esas, 2021/11769 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır. Anılan Kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna ve 506 sayılı Kanun uyarınca bağlanan yetim aylığının kesilmesi için uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir.
    Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi, Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır. Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının davacı temyizi yönünden kesin olarak bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan Sayın çoğunluğun fiili birlikteliğin olup olmadığı yönünde eksik inceleme nedeni ile araştırmaya yönelik bozma gerekçelerine katılınmamıştır.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi